|
2009, Volume 25, Number 3, Page(s) 071-077
|
|
DOI: 10.5146/tjpath.2009.01158 |
Correlation Between Fuhrman Nuclear Grade and Stage with Survival in Renal Cell Carcinoma |
Evrim KUŞ1, Kürşat YILDIZ1, Özdal DİLLİOĞLUGİL2 |
Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 1Patoloji, 2Üroloji Anabilim Dalları, KOCAELİ, TÜRKİYE Departments of 1Pathology and 2Urology, Kocaeli University, Faculty of Medicine, KOCAELİ, TURKEY |
Keywords: Renal cell carcinoma, Survival, Fuhrman grade, Stage |
|
Objective: Our aim was to find out the correlation between
histopathological findings and survival of patients with renal cell
carcinoma.
Material and Method: We examined 114 cases diagnosed as renal cell
carcinoma at the Pathology Department in 1997 - 2007. We explored
the correlation of histological type, size, Fuhrman nuclear grade,
renal capsule invasion, renal vein and lymphatic/vascular invasion,
tumoral necrosis and stage with survival.
Results: Histological subtypes were determined as clear cell in 101
cases (88,6%) , papillary in 9 cases (7,9%), and chromophobe renal cell
carcinoma in 4 cases (3,5%). Reliable follow-up data were available in
96 of 114 cases. 74 of them (77,1%) were alive and 22 of them (22,9%)
had died related to renal cell carcinoma. The mean follow-up time
was 21,5 months with a wide range between 2 days and 87 months. 5
year survival was 61,3 months, and its probability was 58,2%.
Conclusion: We provide statistical results compatible with the recent
literature in regard to high Fuhrman nuclear grade, advanced stage,
necrosis, capsule invasion, microvascular invasion and lymph node
invasion decreasing the survival time. |
|
|
Böbrek hücreli karsinom (BHK); erişkin kanserlerinin
yaklaşık %3'ünden sorumlu olup, tüm primer böbrek
kanserlerinin yaklaşık %85'ini oluşturmaktadır 1. BHK,
ürolojik kanserlerin en ölümcül olanıdır 2. Böbrek
tümörlerinde, hastalığın seyrine yönelik bilgiler elde etmek
ve uygun tedavi seçimini sağlamak amacıyla evreleme yapılmaktadır. BHK'ların seyrinde tümörün büyüklüğüne
ek olarak tümörün kapsül dışı yayılımı, vasküler-lenfatik
yayılımı, tümörün Fuhrman çekirdek derecelendirmesi
(FÇD) önemli rol oynamaktadır. Histopatolojik evrelemenin
hastalığın seyrine ve sağkalıma olan etkisinin belirlenmesi
için, geniş hasta gruplarında uzun takipli araştırmaların
yapılması gerekmektedir. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1997–2007 yılları
arasında Patoloji Anabilim Dalı'nda incelenen nefrektomi
materyalleri içinden BHK tanısı konulan olgular çalışma
kapsamına alındı. Tümörlere ait hematoksilen&eozin boyalı
preparatlar, daha önceden rapor edilmiş hastalığın seyri ile
ilgili belirteçler (tümör boyutu, böbrek kapsül invazyonu,
böbrek toplardamarı ve lenfatik - damar invazyonu, histolojik
tip ve FÇD) bilinmeksizin iki araştırmacı tarafından aynı
mikroskopta yeniden değerlendirildi. Tümör boyutu için
ilk patoloji raporu bilgileri temel alındı. İlk patoloji raporu
ve yeniden değerlendirme sonuçları karşılaştırıldığında;
bazı olguların Fuhrman çekirdek derecesinde (17 olguda)
ve histolojik tiplerinde (2 olguda) uyumsuzluk saptandı.
Fuhrman çekirdek derecelendirmesine göre; tümörler
çekirdeğin boyut, sınırları ve çekirdekçik belirginliği
değerlendirilerek, 1, 2, 3 ve 4 olmak üzere derecelendirildi
(Tablo I, Şekil 1,2). Olgular aynı zamanda 1a, 1b, 2, 3 ve
4 olmak üzere evrelendirildi. Buna göre; böbrekte sınırlı
tümörler; büyük çapları 4 cm'den küçük ise Evre 1a, 4
cm'den büyük ancak 7 cm'den küçük ise Evre 1b, 7 cm'den
büyük ise Evre 2 kabul edildi. Ana toplardamarlara yayılan
ya da Gerota fasyasını aşmadan adrenal beze veya perinefrik
dokuya invazyon gösterenler Evre 3, Gerota fasyasının
sınırlarının ötesine yayılanlar Evre 4 kabul edildi.
Hastaların sağkalımları ile ilgili ilgili bilgiler hasta izlem
kartından, doğrudan hastadan veya yakınlardan elde edildi.
Diğer olgular “kayıp olgu” kabul edildi. Sağkalımı bilinen
olgularda tümörlerin patolojik evrelemesinin olguların
hastalıksız sağkalımları ile ilişkisi değerlendirildi.
İstatistiksel değerlendirme Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nın
desteğiyle gerçekleştirildi. İstatistiksel islemler, Windows
için SPSS (Scientific Package for Social Sciences) programı
ile bilgisayarda yapıldı. İstatistik yöntemlerden ki kare testi,
Mann Whitney U testi ve student t testi, sağkalım analizleri
için Kaplan Meier testi kullanıldı. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Çalışmaya; 52'si (%45,6) kadın, 62'si (%54,4) erkek olmak
üzere ardışık toplam 114 olgu dahil edildi. Olguların yaşları
7 ile 78 arasında değişmekte olup ortalama yaş 55,5 ± 13,2
saptandı. Histopatolojik alt tipleri 101 (%88,6) olguda
berrak hücreli, 9 (%7,9) olguda papiller ve 4 (%3,5) olguda
ise kromofob tip BHK olarak belirlendi. Tümör çapları 2
cm ile 30 cm arasında olup, ortalama tümör çapı 7,7 cm
(± 4,3) saptandı. Olguların 14'ünde (%12,3) lenfatik/ damar
invazyonu, 33'ünde (%28,9) nekroz, 14'ünde (%12,3) kapsül
invazyonu, 3'ünde (%2,9) ise üreter cerrahi sınırında tümör
saptandı. Lenf düğümleri değerlendirilebilen 74 olgudan 13'ünde (%17,5), böbrek üstü bezi değerlendirilebilen 54
olgudan 3'ünde (%5,5) tümör yayılımı tespit edildi. Böbrek
veni cerrahi sınırı değerlendirilebilen 105 olgudan 3'ünde
(%2,8) cerrahi sınırda tümör izlendi. BHK'ların histolojik
alt tiplerine göre patolojik evreleri ve Fuhrman çekirdek
dereceleri Tablo II' de görülmektedir.
 Click Here to Zoom |
Tablo II: Böbrek hücreli karsinomların histolojik alt tiplerine göre patolojik evreleri ve Fuhrman çekirdek dereceleri |
Çalışmaya dahil edilen 114 olgudan 18'inin kayıp olgu
olduğu ve sonuç olarak 96'sının sağkalım verilerinin
güvenilir olduğu kabul edildi. Bunların 74'ünün (%77,1) sağ
olduğu, 22'sinin (%22,9) ise BHK'a bağlı öldüğü saptandı.
Olgulara ait takip süresi 2 gün ile 87 ay arasında değişmekte
olup; ortalama takip süresi 21,5 aydı. 5 yıllık sağkalım
olasılığı %58,2, ortalama sağkalım süresi 61,3±4,7 ay olarak
hesaplandı.
Her tip için ayrı ayrı ve farklı tümör tiplerini aynı gruba
dahil ederek uyguladığımız istatistiksel analizler sonucunda;
5 yıllık sağkalım oranları ve ortalama sağkalım süreleri
arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0,05).
Evrelere göre genel sağkalım Evre 1a'da %94,1, Evre 1b'de
%90,6, Evre 2'de %68,8, Evre 3'de %50, Evre 4'de ise %0
saptandı. Evre ile sağkalım arasındaki ilişki istatistiksel
olarak anlamlı bulundu (p=0,001). Takip süresi içerisinde;
evrelere göre sağ olan olgu sayılarında azalma izlendi
(Grafik 1). Evre 1a ve 1b aynı gruba dahil edildiklerinde
Evre 2, 3 ve 4 ile bu grup arasında anlamlı sağkalım farklılığı
saptandı (p=0,001) (Grafik 2). Birinci ve ikinci grupta 5
yıllık sağkalım oranları sırasıyla %79,3 ve %39,1, ortalama
sağkalım süresi ise sırasıyla 67,65±4,2 ve 47,56±6,7 saptandı. Buna göre; iki grubun 5 yıllık sağkalım oranları ve ortalama
sağkalım süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
saptandı (p<0,001).
 Click Here to Zoom |
Grafik II: Evrelere göre sağkalım olasılıkları (Grup 1: Evre 1a, 1b
ve Grup 2: Evre 2, 3, 4) (p=0,001). |
Fuhrman çekirdek derecesi ile sağkalım arasındaki ilişki
istatiksiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,001). 5 yıllık
sağkalım olasılığı; derece 1'de %66,7, derece 2'de %88,3,
derece 3'de %14,1 ve derece 4'de %0 olup derece 4'de 1 yıllık sağkalım olasılığı %41,7 iken ortalama sağkalım süreleri
sırasıyla 65 ± 9,2, 79 ± 3,98, 32,38 ± 5,83 ve 11,60 ± 2,41 ay
olarak saptandı. Takip süresi içerisinde; Fuhrman çekirdek
derecelerine göre sağ olan olgu sayılarında azalma izlendi
(Grafik 3). Fuhrman derecelerine göre; ortalama sağkalım
süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı
(p<0,001) (Grafik 4).
 Click Here to Zoom |
Grafik III: Fuhrman çekirdek derecelendirmesi ile sağkalım ilişkisi (p=0,001) (FÇD: Fuhrman çekirdek derecesi). |
 Click Here to Zoom |
Grafik IV: Fuhrman çekirdek derecelendirmesine göre sağkalım
olasılıkları (p=0,001). |
Tümör nekrozu (p<0,001), kapsül invazyonu (p<0,001),
mikrovasküler invazyon (p=0,016), lenf düğümü tutulumu
(p<0,001) varlığına göre ortalama sağkalım süreleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Tümör nekrozu ve
kapsül invazyonu olan olgularda 5 yıllık sağkalım olasılığı; sırasıyla %34,9 ve %33, mikrovasküler invazyon ve lenf
düğümü tutulumu olan olgularda 3 yıllık sağkalım olasılığı
sırasıyla %36,4 ve %22,9 tespit edildi.
Nüks eden 13 olguda, nüks zamanı 0,4 ile 43 ay arasında
değişmekte olup ortalama 14 ay idi. Olgu sayısının az olması
istatistiksel değerlendirmeyi kısıtlasa da; Fuhrman çekirdek
derecesi yükseldikçe (p<0,001) ve tümör çapı büyüdükçe
(p=0.002) nüks gelişiminin daha fazla olduğu saptandı. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Tüm malign tümörler için yüksek risk grubuna dahil olan
olguları belirlemek kanser tedavisi ve izleminde son derece
önemlidir. BHK olgularında; seyirsel belirteçlerin hastaların
cerrahi tedavi sonrası sağkalımlarını öngörmede değerli
olduğuna dair günümüzde birçok çalışma yapılmıştır 3-8.
Çekirdek derecesi, histolojik alt tip ile sarkomatoid alanlar,
tümör boyutu, nekroz, toplayıcı sistem invazyonu, kapsül
dışına tümör yayılımı, böbrek üstü bezi ve lenf düğümü
tutulumu varlığı ile uzak yayılım histopatolojik ve anatomik
seyirsel belirteçler olarak tanımlanmıştır 4,5,7,9-12. Tüm
malign tümörlerde olduğu gibi, BHK'da da hastalığın seyri
tümörün ilk tanı anındaki yayılımı ile ilişkilidir 13.
Hastanın yaşı ve genel durumu da seyri etkileyen diğer
faktörlerdir. Laboratuvar bulguları; BHK varlığına özgü
olmamakla birlikte yayılım varlığına işaret edebilmektedir14. Literatürde histolojik alt tip ile sağkalımı ilişkilendiren
çalışmalar mevcut olup, çoğu çalışma kromofob hücreli
karsinomun en iyi klinik seyir gösteren tip olduğunu
belirtmektedir15. Çalışmadaki olguların büyük bir
kısmının histolojik alt tipinin berrak hücreli BHK
olması nedeniyle, histolojik alt tip ile sağkalım oranları
arasında istatistiksel ilişki kurulamamıştır. BHK için
çeşitli derecelendirme sistemleri geliştirilmiştir16. Son
yıllarda en yaygın kullanılan derecelendirme sistemi,
Fuhrman ve arkadaşlarının önerdikleridir17. Ancak
Fuhrman çekirdek derecelendirmesinde tekrarlanabilirlik
ve gözlemciler arası değişkenlik problemleri vardır. Bunun
nedeninin tümörün birbirinden farklı dereceye sahip
kısımlardan oluşması, bir başka deyişle, değişken derecede
atipi gösteren hücre topluluklarından oluşması olabileceği
belirtilmiştir18. Birçok çalışmada; Fuhrman çekirdek
derecelendirmesinin sağkalımı öngörmede anlamlı olduğu
ifade edilmiştir6,19,20. Gudbjartsson21 ve ark.'nın
çalışmasında; böbrek hücreli karsinom tanısı almış 629
olguda histolojik tip ve çekirdek derecendirmesi ile hasta
sağkalım ilişkisi değerlendirilmiş ve sonuç olarak aralarında
istatistiksel anlamlı ilişki saptanmıştır. Çalışmada, derece 1
- 4 tümörler için 5 yıllık sağkalım oranları sırasıyla %87,3,
%70,5, %45,9 ve %14,9 bulunmuştur. Bu çalışmada, tümör
derecesi arttıkça 5 yıllık sağkalım olasılıkları giderek azalan değerlerdedir. Bizim çalışmamızda da; Fuhrman çekirdek
derecesi ile ortalama sağkalım süreleri arasında istatistiksel
anlamlı ilişki bulunduğu ve Fuhrman çekirdek derecesi
arttıkça sağkalım oranı istatistiksel anlamlı azaldığı
saptanmıştır.
BHK olgularında; patolojik evrenin en önemli seyirsel
faktör olduğunu belirten çalışmalar mevcuttur8,22,23.
2002 TNM evrelemesinde; T1 için 4 cm sınır değer kabul
edilerek 4 cm'den az tümörler (T1a), 4 ve 7 cm arasında
çapa sahip tümörler (T1b), 7 cm'den büyük çaplı tümörler
(T2) olmak üzere sınıflandırılmıştır. pT1 ile pT2 evreleri
arasındaki sağkalım oranlarının istatistiksel olarak anlamlı
olduğu bildirilmiştir24.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda; Evre 1 tümörlerde
5 yıllık sağkalım %90-100, Evre 2'de %75-90, Evre 3'de
%60-70 ve Evre 4'de %15-30 olarak bildirilmiştir25.
Bizim çalışmamızda; evrelere göre genel sağkalım benzer
olmakla birlikte daha düşüktür. Evre ile sağkalım arasında
istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunduğu ve evre arttıkça
sağkalım oranının azaldığı saptanmıştır. Evre 1a ve 1b'yi
aynı gruba dahil ettiğimizde Evre 2, 3 ve 4 ile bu grup
arasında anlamlı sağkalım farklılığı saptanmıştır. Tümör
çapı; seyirsel belirteç olması yanı sıra nefron koruyucu
cerrahinin uygulanabilirliğinin belirlenmesi aşamasında da
önem taşımaktadır. 4 cm ve altında çapa sahip tümörler;
kısmi nefrektomi için aday kabul edilmektedirler26.
Çalışmamızda; histolojik alt tipi berrak hücreli BHK olan
ve TNM evresi aynı olan olgular aynı gruba dahil edilmiş
ve bunlarda Fuhrman çekirdek derecesine göre sağkalım
farklılıkları araştırılmıştır. Buna göre; sadece Evre 2 olan
olgularda Fuhrman çekirdek derecesi ile sağkalım ilişkisi
anlamlı bulunmuş ve çekirdek derecesi arttıkça sağkalım
oranın azaldığı saptanmıştır. Diğer TNM Evrelerinde
çekirdek derecesi ile sağkalım arasında anlamlı ilişki ortaya
konulamamıştır. Bunun nedeninin Evre 3 ve 4 tümörlerde
olgu sayılarının az olması olduğunu düşünüyoruz.
Rezeksiyon yerinde tekrar tümör gelişmiş ya da uzak organ
yayılımı olan hastalar nüks kabul edilmiştir. Nüks eden olgu
sayısının az olması istatistiksel değerlendirmeyi kısıtlasa
da; Fuhrman çekirdek derecesi yükseldikçe ve tümör çapı
büyüdükçe nüks gelişiminin daha fazla olduğu söylenebilir.
Nüks izlenen olgularda ölüm oranın daha yüksek oluşunun
yanında bu gruptaki tümörlere ait çapların büyük oluşu
dikkat çekicidir. Ayrıca bu gruptaki tümörlerin Fuhrman
çekirdek derecelerinin ağırlıklı olarak derece 3 ve 4 gibi
yüksek olduğu da görülmektedir.
Kapsül invazyonu değerlendirilirken fibröz kapsül
boyunca penetrasyonun olması ve böbrek çevresi yağlı dokuda tümörün olması esas alınmıştır. Klatte10 ve
ark.'nın çalışmasında; kapsül invazyonu ve toplayıcı sistem
invazyonunun sağkalım için anlamlı seyirsel belirteçler
oldukları vurgulanmaktadır. Bu çalışmada kapsül invazyonu
olan olgularda 5 ve 10 yıllık sağkalım oranları sırasıyla
%75,6 ve %59,5 iken kapsül invazyonu olmayan olgularda
sırasıyla %86,9 ve %80,8 saptanmıştır. Bu çalışmada, kapsül
invazyonu olan olgularda 5 yıllık sağkalım olasılığı %75,6
iken bizim çalışmamızda daha düşük bir değerde olsa da,
benzer şekilde her iki çalışmada kapsül invazyonunun
sağkalım için anlamlı seyirsel belirteç olduğu saptanmıştır.
Lenf düğümü tutulumunun hastalığın seyrini etkilediği
birçok çalışma ile gösterilmiştir. Çalışmalar lenf düğümü
tutulumunun kötü seyirle ilişkili olduğunu göstermektedir27. Bazı çalışmalarda, lenf düğümü pozitif olgularda
5 yıllık sağkalım oranlarının yalnızca %8-35 olduğu
bildirilmiştir28-30. Bizim çalışmamız da, lenf düğümü
tutulumu varlığında sağkalım süresinin oldukça düşmekte
olduğu yönündeki yayınları desteklemektedir. Literatürde
mikrovasküler invazyon ile sağkalım arasında anlamlı
ilişkiyi ortaya koyan ve mikrovasküler tümör invazyonunun
en önemli seyirsel belirteç olduğunu belirten birçok çalışma
mevcuttur31-33. Dall'Oglio ve ark.'nın çalışması BHK
tanısı alan 230 olguyu kapsamaktadır. Evre 1 olguların
%12'sinde, Evre 4 olguların ise tamamında mikrovasküler
tümör invazyonu izlenmiştir. Lenf düğümü yayılımı gösteren
olguların tamamında mikrovasküler tümör invazyonu
saptanmıştır. Mikrovasküler tümör invazyonu olmayan
olgularda 5 yıllık sağkalım %91 olup mikrovasküler tümör
invazyonu olan olgulara kıyasla daha fazladır (%39)34.
Sonuç olarak; BHK'lu hastalarda sağkalım ve tümör nüksünü
etkileyen en önemli seyirsel faktörün mikrovasküler tümör
invazyonu olduğu ifade edilmektedir. Çalışmamızda,
mikrovasküler invazyon değerlendirilirken, tümör dışında
lenfatik/damar invazyonu varlığı esas alınmıştır. İstatistiksel
analizler sonucunda mikrovasküler invazyon varlığına
göre ortalama sağkalım süreleri farkı istatistiksel olarak
anlamlıdır. Buna göre; mikrovasküler invazyon varlığında
sağkalım süresinin azaldığı söylenebilir.
1970'li yıllarda; koagülatif tümör nekrozu, BHK'un
agresif davranışının bir belirteci olarak tanımlanmıştır.
Literatürde; tümör nekrozu varlığının bağımsız seyirsel
belirteç olduğuna işaret eden çalışmalar mevcuttur. 2005
yılında Sengupta ve ark.'nın 3009 olgu üzerinde yaptıkları
araştırmada, koagulatif tümör nekrozunun BHK seyri
açısından önemli belirteç olduğunu ifade edilmiştir. Ayrıca;
tümör nekrozu varlığında olguların ölüm riskinin arttığı
ifade edilmektedir35. Çalışmamızda; tümör nekrozu
varlığına göre ortalama sağkalım süreleri farkı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş olup, tümör nekrozu varlığında
sağkalım süresinin azaldığı söylenebilir.
Sonuç olarak, hastaların klinik ve patolojik evrelemeleri
yapılması, seyirsel faktörlerin değerlendirilmesi ve cerrahi
sonrası tedaviye yönlendirilmeleri kritik öneme sahiptir.
Bu nedenle çalışmamızda; yineleyen veya kaybedilen
olgulardaki histopatolojik bulguları geriye dönük olarak
değerlendirerek hastalığın seyrine ilişkin ipuçları gözden
geçirilmiştir.
Serimizde; Fuhrman derecelendirmesi, böbrek kapsül
invazyonu, böbrek veni ve lenfatik/damar invazyonu,
nekroz, lenf düğümü tutulumu varlığı gibi patolojik evre
ve dereceyi belirleyen parametrelerin sağkalım ve nüks
oranı ile ilişkilerini ortaya koymak amacıyla yaptığımız
çalışmada, literatür ile uyumlu sonuçlara varılmıştır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışmada; istatistiksel yöntemlerin seçimi ve verilerin
analizi konusundaki katkıları için Dr. Cavit Işık Yavuz'a
teşekkür ederiz. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
1) DeKernion JB, Belldegrun A: Renal tumors. In Walsh PC, Retik
AB, Stamey TA, Vaughan ED Jr (Eds): Campbell's Urology. 6th
ed., Philadelphia, Saunders, 1992, 1053-1093
2) Landis SH, Murray T, Bolden S, Wingo PA: Cancer statistics. CA
Cancer J Clin 1999, 49:8-31 [ PubMed ]
3) Srigley JR, Hutter R, Gelb AB, Henson DE, Kenney G, King BF,
Raziuddin S, Pisansky TM: Current prognostic factors-renal cell
carcinoma: Workgroup No. 4. Union Internationale Contre le
Cancer (UICC) and the American Joint Committee on Cancer
(AJCC). Cancer 1997, 80:994-996 [ PubMed ]
4) Foria V, Surendra T, Poller DN: Prognostic relevance of extensive
necrosis in renal cell carcinoma. J Clin Pathol 2005, 58:39-43 [ PubMed ]
5) Patard JJ, Leray E, Rioux-Leclercq NR, Cindolo L, Ficarra V,
Zisman A, De La Taille A, Tostain J, Artibani W, Abbou CC,
Lobel B, Guillé F, Chopin DK, Mulders PF, Wood CG, Swanson
DA, Figlin RA, Belldegrun AS, Pantuck AJ: Prognostic value
of histologic subtypes in renal cell carcinoma: a multicenter
experience. J Clin Oncol 2005, 23:2763-2671
6) Rioux-Leclercq NR, Karakiewicz PI, Trinh QD, Ficarra V,
Cindolo L, de la Taille A, Tostain J, Zigeuner R, Mejean A,
Patard JJ: Prognostic ability of simplified nuclear grading of renal
cell carcinoma. Cancer 2007, 109:868-994 [ PubMed ]
7) Onodera Y, Matsuda N, Ohta M, Goto R, Fujii N, Yamada Y,
Ikeuchi T, Kai Y: Prognostic significance of tumor grade for renal
cell carcinoma. Int J Urol 2000, 7:4-9 [ PubMed ]
8) Medeiros LJ, Gelb AB, Weiss LM: Renal cell carcinoma.
Prognostic significance of morphologic parameters in 121 cases.
Cancer 1988, 61:1639-1651 [ PubMed ]
9) Carini M, Minervini A: Re: Prognostic relevance of capsular
involvement and collecting system invasion in stage I and II renal
cell carcinoma. Eur Urol 2008, 53:851-852 [ PubMed ]
10) Klatte T, Chung J, Leppert JT, Lam JS, Pantuck AJ, Figlin RA,
Belldegrun AS: Prognostic relevance of capsular involvement and
collecting system invasion in stage I and II renal cell carcinoma.
BJU Int 2007, 99:821-824 [ PubMed ]
11) Bedke J, Pritsch M, Buse S, Jakobi H, Elsaesser KH, Pahernik
S, Haferkamp A, Hohenfellner M: Prognostic stratification of
localized renal cell carcinoma by tumor size. J Urol 2008, 180:62-
67 [ PubMed ]
12) Paul R, Mordhorst J, Leyh H, Hartung R: Incidence and outcome
of patients with adrenal metastases of renal cell cancer. Urology
2001, 57:878-882 [ PubMed ]
13) Delahunt B: Histopathologic prognostic indicators for renal cell
carcinoma. Semin Diagn Pathol 1998, 15: 68-76 [ PubMed ]
14) Mueller-Lisse UG, Mueller-Lisse UL, Meindl T, Coppenrath E,
Degenhart C, Graser A, Scherr M, Reiser MF: Staging of renal
cell carcinoma. Eur Radiol 2007, 17: 2268–2277 [ PubMed ]
15) Amin MB, Amin MB,Tamboli P, Javidan J, Stricker H, de-Peralta
Venturina M, Deshpande A, Menon M: Prognostic impact of
histologic subtyping of adult renal epithelial neoplasms: An
experience of 405 cases. Am J Surg Pathol 2002, 26:281-291 [ PubMed ]
16) Kantor AF: Current concepts in the epidemiology and etiology of
primary renal cell carcinoma. J Urol 1977, 117:415-417 [ PubMed ]
17) Kontak JA, Campbell SC: Prognostic factors in renal cell
carcinoma. Urol Clin North Am 2003, 30:467–480 [ PubMed ]
18) Lang H, Lindner V, de Fromont M, Molinié V, Letourneux H,
Meyer N, Martin M, Jackmin D: Multicenter determination of
optimal interobserver agreement using the Fuhrman grading
system for renal cell carcinoma assessment of 241 patients with> [ PubMed ]
15-year follow-up. Cancer 2005, 103:625-629
19) Klöppel G, Knöfel WT, Baisch H, Otto U: Prognosis of renal cell
carcinoma related to nuclear grade, DNA content and Robson
stage. Eur Urol 1986, 12:426-431 [ PubMed ]
20) Bretheau D, Lechevallier E, de Fromont M, Sault MC, Rampal
M, Coulange C: Prognostic value of nuclear grade of renal cell
carcinoma. Cancer 1995, 76:2543-2549 [ PubMed ]
21) Gudbjartsson T, Hardarson S, Petursdottir V, Thoroddsen A,
Magnusson J, Einarsson GV: Histological subtyping and nuclear
grading of renal cell carcinoma and their implications for survival:
A retrospective nation-wide study of 629 patients. Eur Urol 2005,
48: 593-600 [ PubMed ]
22) Van Brussel JP, Mickisch GH: Prognostic factors in renal cell and
bladder cancer. BJU Int 1999, 83:902-909 [ PubMed ]
23) Bonsib SM: Risk and prognosis in renal neoplasms. A pathologist's
prospective. Urol Clin North Am 1999; 26:643-660 [ PubMed ]
24) Minervini R, Minervini A, Fontana N, Traversi C, Cristofani R:
Evaluation of the 1997 tumour, nodes and metastases classification
of renal cell carcinoma: experience in 172 patients. BJU Int 2000,
86: 199-202 [ PubMed ]
25) Lang H, Jacqmin D: Prognostic factors in renal cell carcinoma.
EAU Update Series 2003, 1:215-219
26) Tsui KH, Shvarts O, Smith RB, Figlin RA, deKernion JB,
Belldegrun A: Prognostic indicators for renal cell carcinoma:
a multi- variate analysis of 643 patients using the revised 1997
TNM staging criteria. J Urol 2000, 163:1090-1095 [ PubMed ]
27) Vasselli JR, Yang JC, Linehan WM, White DE, Rosenberg SA,
Walther MM: Lack of retroperitoneal lymphadenopathy predicts
survival of patients with metastatic renal cell carcinoma. J Urol
2001, 166:68-72 [ PubMed ]
28) Golimbu M, Joshi P, Sperber A, Tessler A, Al-Askari S, Morales
P: Renal cell carcinoma: survival and prognostic factors. Urology
1986, 27:291-301 [ PubMed ]
29) Ficarra V, Righetti R, Pilloni S, D'amico A, Maffei N, Novella G,
Zanolla L, Malossini G, Mobilio G: Prognostic factors in patients
with renal cell carcinoma: Retrospective analysis of 675 cases. Eur
Urol 2002, 41:190-198 [ PubMed ]
30) Bassil B, Dosoretz DE, Prout GR Jr: Validation of tumors, nodes
and metastasis classification of renal cell carcinoma. J Urol 1985,
134:450-454 [ PubMed ]
31) Zubac DP, Bostad L, Kihl B, Eide J, Wentzel-Larsen T, Haukaas
SA: Organ-confined clear cell renal cell carcinoma: the prognostic
impact of microvascular invasion, nuclear grade and tumour size.
APMIS 2008, 116:1027-1033 [ PubMed ]
32) Dall'Oglio MF, Ribeiro-Filho LA, Antunes AA, Crippa A,
Nesrallah L, Gonçalves PD, Leite KR, Srougi M: Microvascular
tumor invasion, tumor size and Fuhrman grade: a pathological
triad for prognostic evaluation of renal cell carcinoma. J Urol
2007, 178:425-428 [ PubMed ]
33) Madbouly K, Al-Qahtani S, Ghazwani Y, Al-Shaibani S, Mansi
MK: Microvascular tumor invasion: prognostic significance in
eow-stage renal cell carcinoma. Urology 2007, 69:670-674 [ PubMed ]
34) Dall'Oglio MF, Antunes AA, Sarkis AS, Crippa A, Leite KR,
Lucon AM, Srougi M: Microvascular tumour invasion in renal
cell carcinoma: The most important prognostic factor. BJU Int
2007, 100:552–555 [ PubMed ]
35) Sengupta S, Lohse CM, Leibovich BC, Frank I, Thompson
RH, Webster WS, Zincke H, Blute ML, Cheville JC, Kwon ED:
Histologic coagulative tumor necrosis as a prognostic indicator of
renal cell carcinoma aggressiveness. Cancer 2005, 104:511-520 [ PubMed ] |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
|
|