|
2009, Volume 25, Number 3, Page(s) 078-084
|
|
DOI: 10.5146/tjpath.2009.01159 |
Staining Features of GCDFP-15, ALA, CK7, CK20 and in Primary and Metastatic Breast Cancers |
Mehtat ÜNLÜ1, Tülay CANDA1, Ali SEVİNÇ2, Ömer HARMANCIOĞLU2, Serdar SAYDAM2, Mehmet Ali KOÇDOR2, İlknur Bilkay GÖRKEN3 |
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 1Patoloji, 2Genel Cerrahi ve 3Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalları, İZMİR, TÜRKİYE Departments of 1Pathology, 2General Surgery and 3Radiation Oncology, Dokuz Eylül University, Faculty of Medicine, IZMIR, TURKEY |
Keywords: Breast carcinoma, GCDFP-15, CK7, CK20, ALA, Metastasis |
|
Objective: The purpose of this study was to investigate the value of
GCDFP-15, ALA, CK7 and CK20 in the diagnosis and differential
diagnosis of primary breast carcinoma and breast carcinoma
metastases.
Material and Method: Tissues from 84 primary female breast
carcinomas, 36 breast carcinoma metastases, 11 primary breast
carcinomas and their metastases, and 10 primary male breast
carcinomas were stained for GCDFP-15, ALA, CK7 and CK20 and
the staining features were analyzed.
Results: GCDFP-15 was stained in 75%, 70% and 58% of the primary
female breast cancer, male breast cancer, and metastatic breast cancer
cases, respectively. ALA was stained in 87%, 100% and 77% of the
primary female breast cancer, male breast cancer, and metastatic breast
cancer cases, respectively. CK7 was stained in 87%, 80% and 86% of
the primary female breast cancer, male breast cancer, and metastatic
breast cancer cases, respectively. CK20 was stained in 5,4% and 10%
of the primary female breast cancer and male breast cancer cases,
respectively. When the staining levels of the immunohistochemical
markers in all the primary and metastatic cancer cases were compared
with each other, association between CK7 and CK20 (p=0.00), CK7
and GCDFP-15 (p=0.02), ALA and GCDFP-15 (p=0.02), ALA and
CK20 (p=0.00), and CK20 and GCDFP-15 (p=0.00) were found
statistically significant.
Conclusion: We suggest that it is useful to perform GCDFP-15 and
ALA in addition to the hormone receptors in diagnosing primary
breast carcinoma, metastatic carcinoma of unknown primary, and in
differential diagnosis of other tumors that have various morphological
appearances in the breast. |
|
|
Meme karsinomları lokal invaziv ve sistemik yayılım
gösteren tümörlerdir. İzlemde meme dokusu dışındaki
bir organ ya da dokuda tümör geliştiğinde; meme tümörü
metastazı?/primeri bilinmeyen metastaz?/primer tümör?
ayrımında morfolojik bulgular en önemli tanısal kriteri
oluşturmaktadır. Ancak sadece morfolojik değerlendirmeler
ile tanı/ayırıcı tanı her zaman mümkün olmamakta ve immün
doku kimyasal (İDK) belirleyicilerden yararlanılmaktadır.
Günlük uygulamalarımızda meme karsinomu öyküsü olan
metastatik olgularda morfoloji yanı sıra öncelikle östrojen
reseptörü (ÖR), progesteron reseptörü (PR) bakılmakta,
bunlar birlikte pozitif ise, meme karsinomu metastazı ile
uyumlu olarak rapor edilmektedir1,2. İnvaziv meme
karsinomu tanısı alan olgulara C-erbB-2 rutin olarak
uygulanmaktadır1-3. C-erbB-2 çoğunlukla, kuvvetli ÖR,
PR pozitifliği ile zıt olarak negatif bulgu vermektedir. Bu
olgular tanısal sorun yaratmayan olgulardır. Bu çalışmada
amaçlanan; primeri belli olmayan ya da öyküsünde meme
karsinomu olan ancak metastazında meme karsinomu
morfolojisine uymayan ya da ikinci bir primer karsinom
gelişmiş olgularda, metastazın hangi organın primerine ait
olduğunu belirlemede; ÖR, PR negatif olduğunda minimal
İDK belirleyicilerden hangilerinin yararlı olabileceğini
belirlemektir. Bu bağlamda, özellikle ÖR, PR negatifliğinde
Gross cystic disease fluid protein-15 (GCDFP-15)4,5,
sitokeratin 7 (SK7), sitokeratin 20 (SK20)6,7 ve alfalaktalbumin
(ALA)’in8-11 temel histolojik gruplardaki
görülme oranlarını, tanıya katkılarını araştırmayı
amaçladık.
Gross cystic disease fluid protein-15, 15000-44000
kilodalton ağırlıkta olan bir grup proteindir ve meme
kist sıvılarından izole edilmiştir. CD4 ligandı ve T hücre
apopitozunda potent inhibitördür. Normal meme epitelinde
GCDFP-15 pozitifliği fokal birkaç hücrede, vücuttaki tüm
apokrin hücrelerde, memedeki apokrin metaplazi gösteren
hücrelerde İDK olarak gösterilmiştir ve bu proteini eksprese
eden meme karsinomlarının apokrin epitel benzeri
işlev kazanmış olabileceği ya da metaplastik apokrin
hücrelerden gelişmiş olabileceği düşünülmektedir12,13.
GCDFP-15 meme karsinomlarının %21-55’inde, apokrin
histolojik özellikleri olanların %75-56’sında pozitiflik
göstermektedir14-19. Ayrıca memenin nöroendokrin
karsinomlarında, vulvanın primer Paget hastalığında,
tükürük bezi karsinomlarında, deri, bronş, prostat, veziküla
seminalis dokularında da gösterilmiştir4,20-22. GCDFP-
15 pozitifliği meme tümörlerinde düşük derece ile ilişkilidir1,23.
Sitokeratinler; moleküler ağırlıklarına göre en azından
20 alt sınıfı bulunan, tüm epiteliyal hücrelerde izlenen
intrasellüler fibröz proteinlerdir. Yüksek oranda SK7
pozitifliği meme karsinomları, akciğer karsinomları,
mezoteliomalar, müsin salgılamayan over karsinomları,
endometriyum karsinomları, tükürük bezi tümörlerinde,
safra yolları ve pankreasta6,24-27, SK20 pozitifliği kolon
karsinomlarında6,28 görülür.
ALA; meme epitelial hücrelerinde sentezlenen, laktoz
sentez reaksiyonlarında rol oynayan bir süt proteinidir.
Normal ve laktasyondaki meme epitelinde fibrokistik
hastalıkta ve fibroadenomda pozitiftir8-10. Primer meme
karsinomlarında ve metastazlarında %67-62 oranında
boyanma gösterir11. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim
Dalı’nda 1995-2005 yılları arasında yaklaşık 1700 meme
karsinomu olgusu içinden farklı tümör tiplerinden benzer
sayıda olacak şekilde meme tümörlü olgular seçildi ve
çalışmaya alındı. 84’ü kadın, 10’u erkek toplam 94 primer
meme kanseri olgusu ile, 36 meme kanseri metastazı
olgusu ve 11 hastanın primer meme karsinomu ve bunların
metastazları olmak üzere toplam 141 olgu değerlendirildi. 84
primer kadın meme karsinomunun 25’i invaziv lobüler, 25’i
invaziv duktal, 25’i medüller ve 9’u müsinöz karsinom idi.
Meme kanseri metastazlarının 8’i plevra, 5’i endometriyum,
5’i lenf düğümü, 5’i kemik, 3’ü over, 3’ü merkezi sinir
sisteminde, birer olgu ise mide, karaciğer, kemik iliği, bronş,
mediasten, deri, göğüs duvarında yerleşim göstermekteydi.
Meme kanseri metastazı olgularının 35’inde primer meme
karsinomu öyküsü vardı. Göğüs duvarı yerleşimli olguda
ise önceden meme kanseri tanısı yoktu.
İmmündokukimyasal (İDK) boyama: İDK boyama için
Poli-L-lizin kaplı lamlara hazırlanan 4 μm‘lik kesitlere
streptavidin-biotin-immünpoeroksidaz yöntemi ile
GCDFP-15 için (DBS, Pleasanton, CA, USA) 1/30 dilüsyon,
SK7 için (ImmunoVision, Brisbane, CA, USA) ve SK20
için (ImmunoVision, Brisbane, CA, USA) 1/50 dilüsyon
ve ALA için (Novus, Littleton, CO,USA) 1/50 dilüsyon ile
hazırlanan primer antikorlar uygulandı.
İmmün reaktivitenin değerlendirilmesi: İDK reaksiyonun
skorlanmasında tümör hücrelerindeki boyanma yaygınlığı
ve boyanma yoğunluğu ayrı ayrı semikantitatif olarak
değerlendirildi. Tümör dokusundaki boyanma yaygınlığı;
%25’in altında fokal, %25-50 arası orta, %50-75 belirgin
ve %75’in üzeri boyanmalar diffüz olarak gruplandırıldı.
Boyanmanın yoğunluğu ise; zayıf boyanmalar için bir pozitif (+), orta şiddette boyanmalar için iki pozitif (++), şiddetli
boyanmalar için üç pozitif (+++) olarak gruplandırıldı.
İstatistiksel analiz: İstatistiksel analiz SPSS 11.0 (Statistical
Package for Social Sciences) programı IBM uyumlu
bilgisayarda yapıldı. Olasılık sınırı olarak 0.05 ve altı
istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Gruplar arasındaki
farklar Ki-kare testi uygulanarak değerlendirildi. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
GCDFP-15: 84 primer kadın meme karsinomu
olgusunun 63’ünde (%75) GCDFP-15 ile boyanma izlendi
(Tablo I). İnvaziv lobüler karsinomlarda %84, duktal
karsinomlarda %68, müsinöz karsinomlarda %100 ve
medüller karsinomlarda %64 boyanma oldu. Boyanma
yaygınlığı %52 fokal, %20,5 diffüz, boyanma yoğunluğu
%46 (+++), %19 (+) idi (Şekil 1). On primer erkek meme
karsinomu olgusunun 7’sinde (%70) GCDFP-15 ile boyanma
görüldü. Boyanma yaygınlığı fokal-diffüz basamakları
arasında eşit dağıldı. Boyanma yoğunluğu %20’ sinde (+++),
%20’sinde (+) idi (Şekil 2). 36 meme karsinomu metastazı olgusunun 21’inde (%58) GCDFP-15 ile boyanma görüldü.
%52’si fokal, %14’ü ise diffüz boyandı. Boyanma yoğunluğu
ise %48’inde (+++), %24’ünde (+) idi (Şekil 3). Metastatik
tümörlerde boyanma oranı daha düşük görünmekle birlikte
istatistiksel analizde anlamlı fark bulunmadı (p=0,08).
 Click Here to Zoom |
Tablo I: Primer meme kanseri ve meme kanseri metastazı olgularında İDK olarak GCDFP-15, SK7 ve SK20 boyanma oranlarının
karşılaştırılması |
 Click Here to Zoom |
Şekil 1: İnvaziv lobüler meme karsinomunda GCDFP-15 ile fokal
(+++) boyanma (x400) |
 Click Here to Zoom |
Şekil 2: Erkekte memenin invaziv duktal karsinomunda GCDFP-
15 ile diffüz (+++) boyanma (x100). |
 Click Here to Zoom |
Şekil 3: Kemikte meme karsinomu metastazında GCDFP-15 ile
belirgin (+++) boyanma (x400). |
11 hastanın memedeki primer karsinomunda ve
metastazında GCDFP-15 boyanma özellikleri Tablo II’de
gösterilmiştir.
 Click Here to Zoom |
Tablo II: Aynı hastaya ait primer meme tümörü ve metastazında GCDFP-15, SK7 ve ALA boyanma yaygınlığı |
SK7: 84 kadın primer meme karsinomu olgusunun
73’ünde (%87) SK7 ile boyanma izlendi. İnvaziv lobüler
karsinomlarda %76, duktal karsinomlarda %88, müsinöz
karsinomlarda %88 ve medüller karsinomlarda %96
oranında boyanma saptandı (Şekil 4). Boyanma yaygınlığı
%12 fokal, %68 diffüz, boyanma yoğunluğu %58’i (+++) ve
%21 (+) idi. On primer erkek meme karsinomu olgusunun
8’ inde (%80) SK7 pozitifti. %70’i diffüz, %80’i de (+++)
boyandı. 36 meme karsinomu metastazı olgusunun 31’inde
(%86) SK7 ile boyanma görüldü. Boyanma yaygınlığı %11
fokal, %50 diffüz, boyanma yoğunluğu %81 (+++), %6 (+)
idi. Primer tümör ve metastazlarında gözlenen çok yakın boyanma oranları arasındaki fark istatistiksel olarak da
anlamlı bulunmadı (p=0,99).
 Click Here to Zoom |
Şekil 4: İnvaziv lobüler meme karsinomunda SK7 ile diffüz (+++)
boyanma (x200). |
11 hastanın memedeki primer karsinomunda ve metastazında
SK7 boyanma özellikleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
SK20: 84 primer kadın meme karsinomunun sadece
%3,5’i (3/84) SK20 ile boyanma gösterdi. Bunlardan 1’i
invaziv duktal karsinom olup fokal (+++), 2’si medüller
karsinom olup biri fokal (+), diğeri fokal (+++) boyandı.
İnvaziv lobüler ve müsinöz karsinom olgularının hiçbiri
SK20 ile boyanma göstermedi. On primer erkek meme
karsinomu olgusunun 1’inde (%10) SK20 ile orta (++)
boyanma izlendi. 36 metastatik meme karsinomu
olgusunun 2’sinde (%5,4) SK20 ile olumlu boyanma izlendi,
bunların biri memenin endometriyuma metastazı olup orta
(++), diğeri kemik metastazı olup belirgin (+) boyanma
gösterdi. SK20 primer tümör ve metastazlarında çok yakın
boyanma oranları gösterdi. Yapılan istatistiksel analizde
de anlamlı fark bulunmadı (p=0,65). Hem primeri hem
de metastazlarına SK20 uygulanan olguların hiç birinde
boyanma izlenmedi.
ALA: 84 primer kadın meme karsinomu olgusunun
73’ünde (%87) ALA ile boyanma izlendi. İnvaziv lobüler,
duktal ve müsinöz karsinomlarda %88, medüller
karsinomlarda %84 boyanma oldu. Boyanma yaygınlığı %31
difüz, %4 fokal, boyanma yoğunluğu %20 (+++) %17 (+)
idi. 10 primer erkek meme karsinomu olgusunun 10’unda
(%100) ALA ile boyanma oldu. Olguların %90’ı belirgin ve
(+++) yoğunlukta boyandı (Şekil 5). 36 meme karsinomu
metastazı olgusunun 28’inde (%77) ALA ile boyanma
görüldü. Bu olguların %64’ü (++) yoğunlukta boyanırken
yalnızca %19’u diffüz boyanma gösterdi. İstatistiksel olarak
primer ve metastatik olguların boyanma oranları arasında
anlamlı fark bulunmadı (p=0,75).
 Click Here to Zoom |
Şekil 5: Erkekte memenin invaziv duktal karsinomunda belirgin
(++) ALA pozitifliği (x400). |
İDK belirleyicilerin boyanma oranları birbirleri ile
karşılaştırıldığında ise SK7-SK20 (p=0,00), SK7-GCDFP-15
(p=0,02), ALA-GCDFP-15 (p=0,02), ALA-SK20 (p=0,00)
ve SK20-GCDFP-15 (p=0,00)’in primer ve metastatik tüm
tümörlerde boyanma oranları arasındaki fark istatistiksel
olarak anlamlı bulundu. SK7-ALA boyanma oranları
arasındaki fark ise istatistiksel olarak anlamlı değildi
(p=0,99). |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Meme kanseri kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri
içinde ilk sırayı almaktadır. Metastazlar öncelikle aksiller
lenf düğümlerine, daha sonra sistemik olarak sıklıkla
kemik, akciğer, karaciğer ve merkezi sinir sistemine olur.
İnvaziv lobüler karsinomlar duktal karsinomlardan farklı olarak iskelet sistemi, GİS (gastrointestinal sistem), uterus,
overler, meninksler, GÜS (genitoüriner sistem), deri,
serozal yüzeylerle retroperitona daha sık metastaz yapar. Az
sayıda olgu primer tümör tanımlanmadan metastaz ile tanı
alır. Bu olguların bir kısmında memede tümör sonradan
saptanmakta kimi olgularda ise belirlenememektedir 1,2.
Özellikle primer meme kanseri öyküsü bulunan olgularda;
supraklaviküler, servikal lenf düğümü, plevra, akciğer,
karaciğer, uterus, over, beyin ve daha farklı pek çok organda
tümör saptandığında, bu tümörün metastaz-primer ayırıcı
tanısının yapılması, metastaz ise primerinin belirlenmesi,
sağaltımın yönlendirilmesi ve prognozun saptanmasında
büyük önem taşımaktadır. Ayrıca klinik ya da radyolojik
olarak saptanabilen meme tümörü bulunmaksızın aksiller
kitle ile ortaya çıkan okült karsinomlar da vardır.
ÖR pozitifliği meme karsinomunu destekler bir bulgudur,
ancak meme kanserleri dışında birçok organ tümöründe ve
daha düşük yoğunluklarda olmak üzere normal dokularda
da pozitiftir29-33. Ayrıca ÖR ve PR meme kanserlerinde
negatif de olabildiğinden, metastatik bir tümörde ÖR ve PR
negatifliği meme kanserini bütünüyle dışlayamamaktadır.
Over ve meme karsinomlarının ayırıcı tanısına yönelik
yapılan bir çalışmada, ÖR ve PR pozitifliği her iki organ
tümöründe yüksek bulunmasına karşın, GCDFP-15
primer over karsinomlarının hiçbirinde olumlu boyanma
göstermemiş, meme karsinomlarının overe metastazlarında
ise %43 pozitif saptanmıştır34. Metastatik bir karsinomda
GCDFP-15 pozitifliği meme karsinomunu destekleyen
önemli bir bulgudur. Son yıllarda Bhargava ve ark’.nın
GCDFP-15 ile mammoglobulin’i karşılaştırdıkları bir
çalışmada 121 meme karsinomu olgusunun %55,4’ünde mammoglobulin, %23,1’inde GCDFP-15 pozitifliği
bildirilmektedir. Mammoglobulin sensitivitesinin yüksek
bulunmasına karşın GCDFP-15 spesifitesinin daha yüksek
oluşu metastatik tümörün ayırıcı tanısındaki değerini
arttırmaktadır14. GCDFP-15 ile primer kadın meme
kanserlerinde izlediğimiz boyanma kaynaklarda bildirilen
%50-55 oranından yüksektir15-17. Bunun nedeni
boyanma yaygınlığını değerlendirirken kullandığımız
yönteminde birkaç hücrelik spesifik boyanma görülen
olguları fokal (%25’in altında) pozitif gruba almamız olabilir.
Bizim karsinom metastazlarında izlediğimiz %58,4’lük
GCDFP-15 pozitifliği primer meme karsinomlarında
izlediğimiz %75’lik orandan düşüktür. İstatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmamakla birlikte bu fark GCDFP-15’in
metastatik karsinomun ayırıcı tanısındaki desteğini biraz
düşürmektedir. Ancak ilginç bir sonuç olarak 11 hastanın
primer meme karsinomu ve bunların metastazlarında
GCDFP-15 boyanma oranları bu yorumla ters düşmektedir.
Bu 11 olgunun 5’inde (%45,5) primer tümörde olumlu
boyanma olmasına karşın, fokal olmakla birlikte
metastazların 9’unda (%81,8) olumlu boyanma saptadık
(Tablo 2). Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir başka nokta
da primer tümörlerde GCDFP-15’in boyanma yaygınlığı
ve yoğunluğudur. Kadın primer meme karsinomu
olgularımızın GCDFP-15 ile olumlu boyanma gösteren 63
olgunun %52’si fokal, %17,6’sı orta, %9,5’i belirgin ve %20,5’i
diffüz boyandı. GCDFP-15 ile olumlu boyanma gösteren
21 metastazın ise %52’si fokal, %14’ü orta, %19’u belirgin
ve %14’ü diffüz boyandı. Özellikle metastazlarda fokal
boyanmanın yüksek oluşu optimal olmayan doku işlemi
ve kesitlerde GCDFP-15’ in izlenebilme şansını daha da
azaltır. Bu bilgiler ışığında primer meme karsinomlarında %75, meme karsinomu metastazlarında %58’lik boyanma
oranı göz önüne alındığında metastatik bir karsinomda
izlenenen GCDFP-15 pozitifliğinin morfolojik bulgular
ile birlikte primer tümör lokalizasyonu açısından memeyi
düşündüreceği, ancak primer tümörlerde dahi %25’lik
negatiflik düşünüldüğünde boyanma olmamasının meme
karsinomunu ekarte ettirmeyeceği görülmektedir.
Çalışmamızda izlenen primer kadın meme karsinomlarında
SK7 boyanma oranı (%87) literatür ile uyumludur 6,7,35.
SK7 ile boyanma gösteren olguların %62’sinde diffüz
boyanma gözlenmiştir ki bu GCDFP-15 ile izlenen diffüz
boyanma (%20,5) oranından yüksektir. Ancak SK7 birçok
tümörde yüksek oranda pozitif izlendiğinden metastatik bir
karsinomun ayırıcı tanısında tek başına yeterli olmamaktadır.
SK20; kolon karsinomlarında, pankreas ve safra yolları
karsinomlarında yüksek oranda pozitiflik gösterir6,23-26.
Buna karşın mezotelyomalar, akciğerin adenokarsinomları
ve meme karsinomlarında negatiftir6,24,27. Tot,
3500’den fazla olguyu içeren 29 çalışmanın sitokeratin 7
ve 20 ile ilgili sonuçlarını bildirmiştir6. SK20+/SK7-
boyanma profili özellikle kolorektal karsinomlarda; SK20+/
SK7+ boyanma müsinöz over karsinomlarında; SK7+/
SK20- boyanma ise meme kanserleri, non-müsinöz over
kanserleri, akciğer kanserleri ve safra yolları kanserlerinde
izlenmektedir. Prostat kanserlerinde sıklıkla iki belirleyici
de negatiftir6,7,23-28,35. Sonuçlarımızı literatürle
birlikte değerlendirdiğimizde SK7 pozitifliğinden çok SK7
ya da SK20 negatifliğinin ayırıcı tanı sırasında daha değerli
bir yol gösterici olduğu sonucuna vardık.
ALA; meme epitelial diferansiyasyonunu göstermede
yararlı bir belirleyici olmakla birlikte meme tümörlerinde
spesifite, sensitivite ve prediktif değerinin %50, %50 ve
%23 olduğu bildirilmektedir11. Olgularımızda primer
ve metastazlarda oldukça yüksek boyanma oranı (%87-
77) gösteren ALA’nın primeri bilinmeyen metastatik
karsinomların ayırıcı tanısında primer tümör lokalizasyonu
açısından memeyi destekleyeceği düşünülmekle birlikte
erkek meme karsinomlarında %100 oranında boyanma
göstermiş olmasını oldukça kuşkuyla karşıladık. Ancak
literatürde konu ile ilgili kaynağa ulaşamadık.
Sonuç; primer meme karsinom öyküsü bulunsun ya da
bulunmasın metastatik bir tümörün ayırıcı tanısında,
morfolojik bulgular temel tanısal değeri oluşturmakla
birlikte genelde İDK desteğe ihtiyaç duyulmaktadır.
ÖR, PR ve C-erbB-2 rutin uygulamada en sık kullanılan
belirleyicilerdir, ancak bilindiği gibi c-erbB-2 tedaviyi
belirlemek amacı ile de kullanılmaktadır. Reseptör
pozitifliği göstermeyen olgularda GCDFP-15 ve ALA
uygulanması, özellikle GCDFP-15 pozitif olduğunda meme karsinomunu desteklemek açısından yararlıdır. Tek
başına SK7 pozitifliğinin tanı ve ayırıcı tanıda önemli bir
katkısı olmamakla birlikte, SK7 pozitifliği ile birlikte SK20
negatifliğinin meme karsinomu metastazlarında görülmesi,
ayırıcı tanıda katkı sağlamakta ve SK7 negatifliği ile birlikte
SK20 pozitifliği ya da ikisinin birlikte pozitifliği metastatik
tümörün meme karsinomu dışındaki bir organ tümörüne
ait olabileceğini düşündürür.
Metastatik karsinomlarda primer tümör lokalizasyonunun
morfolojik olarak meme olabileceğini düşünüyorsak ÖR,
PR pozitifliği tanıda yeterli olabilmektedir. Morfolojinin
tipik olmadığı ve reseptörlerin negatif olduğu durumlarda
GCDFP-15 ve ALA’nın değerlendirilmesi yanısıra bu panele
SK7 ve SK20’nin eklenmesi, ayırıcı tanı açısından yararlı
olacaktır. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
1) Rosai J: Breast. In: Rosai and Ackerman’s Surgical Pathology. 9th
ed. Vol: 2, Philadelphia, Mosby, 2004: 1763-1876
2) Tavassoli FA: Pathology of the Breast, 2nd ed, Stamford, CT,
Appleton&Lange, 1999: 124-450
3) Ross JS, Fletcher JA: The HER-2/neu oncogene in breast cancer:
prognostic factor, predictive factor, and target for therapy. Stem
Cells 1998, 16:413-428 [ PubMed ]
4) Satoh F, Umemura S, Osamura RY: Immunohistochemical
analysis of GCDFP-15 and GCDFP-24 in mammary and nonmammary
tissue. Breast Cancer 2000, 7:49-55 [ PubMed ]
5) Ormsby AH, Snow JL, Su WP, Goellner JR: Diagnostic
immunohistochemistry of cutaneous metastatic breast carcinoma:
A statistical analysis of the utility of gross cystic disease fluid
protein-15 and estrogen receptor protein. J Am Acad Dermatol
1995, 32:711-716 [ PubMed ]
6) Tot T: Cytokeratins 20 and 7 as biomarkers: usefulness in
discriminating primary from metastatic adenocarcinoma. Eur J
Cancer 2002, 38:758-763 [ PubMed ]
7) Tot T: Patterns of distribution of cytokeratins 20 and 7 in special
types of invasive breast carcinoma: a study of 123 cases. Ann
Diagn Pathol 1999, 3:350-356 [ PubMed ]
8) Lee AK, DeLellis RA, Rosen PP, Herbert-Stanton T,
Tallberg K, Garcia C, Wolfe HJ: Alpha-lactalbumin as an
immunohistochemical marker for metastatic breast carcinomas.
Am J Surg Pathol 1984, 8:93-100 [ PubMed ]
9) Simickova M, Lang BA, Rejthar A, Cernoch M, Sakalova
J, Pacovsky Z: Immunohistochemical localization of alphalactalbumin
in human breast cancer tissue. Neoplasma 1989,
36:11-20 [ PubMed ]
10) Le Doussal V, Zangerle PF, Collette J, Spyratos F, Hacene
K, Briere M, Gest J, Franchimont P: Immunohistochemical
detection of alphalactalbumin in breast lesions. Eur J Cancer Clin
Oncol 1984, 20:1069-1078 [ PubMed ]
11) Wick MR, Lillemoe TJ, Copland GT, Swanson PE, Manivel JC,
Kiang DT: Gross cystic disease fluid protein-15 as a marker for
breast cancer: immunohistochemical analysis of 690 human
neoplasms and comparison with alpha-lactalbumin. Hum Pathol
1989, 20:281-289 [ PubMed ]
12) Caputo E, Manco G, Mandrich L, Guardiola J: A novel aspartyl
proteinase from apocrine epithelia and breast tumors. J Biol
Chem 2000, 275:7935-7941 [ PubMed ]
13) Tavassoli FA: Pathology of the Breast, 2nd ed, Stamford
Connecticut, Appleton&Lange, 1999, 124
14) Rosen PP: Rosen’s Breast Pathology. 2nd ed., Philadelphia,
Lippincott Williams & Wilkins, 2001, 493
15) Honma N, Takubo K, Arai T, Younes M, Kasumi F, Akiyama F,
Sakamoto G: Comparative study of monoclonal antibody B72.3
and gross cystic disease fluid protein-15 as markers of apocrine
carcinoma of the breast. APMIS 2006, 114:712-719 [ PubMed ]
16) Honma N, Takubo K, Akiyama F, Sawabe M, Arai T, Younes
M, Kasumi F, Sakamoto G: Expression of GCDFP-15 and AR
decreases in larger or node-positive apocrine carcinomas of the
breast. Histopathology 2005, 47:195-201 [ PubMed ]
17) Bhargava R, Beriwal S, Dabbs DJ: Mammaglobin vs GCDFP-
15: an immunohistologic validation survey for sensitivity and
specificity. Am J Clin Pathol 2007, 127:103-113 [ PubMed ]
18) Sneige N, Wang J, Baker BA, Krishnamurthy S, Middleton LP:
Clinical, histopathologic, and biologic features of plemorphic
lobular (ductal-lobular) carcinoma in situ of the breast: a report
of 24 cases. Mod Pathol 2002, 15:1044-1050 [ PubMed ]
19) Mazoujian G, Bodian C, Haagensen DE Jr, Haagensen CD:
Expression of GCDFP-15 in breast carcinomas: relationship to
pathologic and clinical factors. Cancer 1989, 63:2156-2161 [ PubMed ]
20) Brown HM, Wilkinson EJ: Uroplakin-III to distinguish primary
vulvar Paget disease secondary to urothelial carcinoma. Hum
Pathol 2002, 33:545-548 [ PubMed ]
21) Sapino A, Righi L, Cassoni P, Papotti M, Gugliotta P, Bussolati G:
Expression of apocrine differentiation markers in neuroendocrine
breast carcinomas of aged women. Mod Pathol 2001, 14:768-776 [ PubMed ]
22) Kapadia SB, Barnes L: Expression of androgen receptor, gross
cystic disease fluid protein, and CD44 in salivary duct carcinoma.
Mod Pathol 1998, 11:1033-1038 [ PubMed ]
23) Selim AA, El-Ayat G, Wells CA: Immunohistochemical
localization of gross cystic disease fluid protein-15, -24 and -44 in
ductal carcinoma in situ of the breast: relationship to the degree
of differention. Histopathology 2001, 39:198-202 [ PubMed ]
24) Tot T: The value of cytokeratins 20 and 7 in discriminating
metastatic adenocarcinomas from pleural mesotheliomas. Cancer
2001, 92:2727-2732 [ PubMed ]
25) Meer S, Altini M: CK7+/CK20- immunoexpression profile is
typical of salivary gland neoplasia. Histopathology 2007, 51:26-
32 [ PubMed ]
26) Rubin BP, Skarin AT, Pisick E, Rizk M, Salgia R: Use of
cytokeratins 7 and 20 in determining the origin of metastatic
carcinoma of unknown primary, with special emphasis on lung
cancer. Eur J Cancer Prev 2001, 10:77-82 [ PubMed ]
27) Tsao SC, Su YC, Wang SL, Chai CY: Use of caveolin-1, thyroid
transcription factor-1, and cytokeratins 7 and 20 in discriminating
between primary and secondary pulmonary adenocarcinoma
from breast or colonic origin. Kaohsiung J Med Sci 2007, 23:325-
331 [ PubMed ]
28) Vang R, Gown AM, Barry TS, Wheeler DT, Yemelyanova A,
Seidman JD, Ronnett BM: Cytokeratins 7 and 20 in primary and
secondary mucinous tumors of the ovary: analysis of coordinate
immunohistochemical expression profiles and staining
distribution in 179 cases. Am J Surg Pathol 2006, 30:1130-1139 [ PubMed ]
29) Mylonas I, Jeschke U, Shabani N, Kuhn C, Kriegel S, Kupka MS,
Friese K: Normal and malignant human endometrium express
immunohistochemically estrogen receptor alpha (ER-alpha),
estrogen receptor beta (ER-beta) and progesterone receptor (PR).
Anticancer Res 2005, 25:1679-1686 [ PubMed ]
30) Pravdenkova S, Al-Mefty O, Sawyer J, Husain M: Progesterone
and estrogen receptors: opposing prognostic indicators in
meningiomas. J Neurosurg 2006, 105:163-173 [ PubMed ]
31) Rosai J: Gallbladder and extrahepatic bile ducts. In Rosai J
(Ed): Rosai and Ackerman’s Surgical Pathology. 9th ed., Vol 1,
Philadelphia, Mosby, 2004, 1044
32) Rosai J: Liver. In Rosai J (Ed): Rosai and Ackerman’s Surgical
Pathology, 9th ed., Vol 1, Philadelphia, Mosby, 2004, 994
33) Torbenson M, Lee JH, Choti M, Gage W, Abraham SC,
Montgomery E, Boitnott J, Wu TT: Hepatic adenomas: Analysis
of sex steroid receptor status and the Wnt signaling pathway. Mod
Pathol 2002, 15:189-196 [ PubMed ]
34) Tornos C, Soslow R, Chen S, Akram M, Hummer AJ, Abu-
Rustum N, Norton L, Tan LK: Expression of WT1, CA 125,
and GCDFP-15 as useful markers in the differential diagnosis of
primary ovarian carcinomas versus metastatic breast cancer to
the ovary. Am J Surg Pathol 2005, 29:1482-1489 [ PubMed ]
35) Tot T: The cytokeratin profile of medullary carcinoma of the
breast. Histopathology 2000, 37:175-181 [ PubMed ] |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
|
|