|
2009, Volume 25, Number 1, Page(s) 029-037
|
|
DOI: 10.5146/tjpath.2009.00958 |
Quality control of pathology laboratories in Turkey |
Kutsal YÖRÜKOĞLU1, Alp USUBÜTÜN2, Öner DOĞAN3, Binnur ÖNAL4, Özlem AYDIN5 |
1Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, İZMİR, TÜRKİYE 2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, ANKARA, TÜRKİYE 3İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, İSTANBUL, TÜRKİYE 4Ankara Dışkapı YB Eğitim-Araştırma Hastanesi 1. Patoloji Kliniği, ANKARA, TÜRKİYE 5Acıbadem Hastaneleri Merkez Patoloji Laboratuvarı, İSTANBUL, TÜRKİYE |
Keywords: Survey, quality control, quality assurance, pathology laboratory |
|
Aim: The aim of this study is to determine the standards
of quality control and assurance programs adopted
in pathology laboratories in Turkey by the aid of a
questionnaire-based survey.
Materials and Methods: We have submitted a survey
that consisted of 68 questions to 250 various public and
private pathology laboratories located in university
hospitals, Ministry of Health research hospitals, and
private hospitals throughout Turkey. We received 84
responses, and the responses were analyzed with the aid
of a statistics program (SPSS).
Results: None of the pathology laboratories that responded
to the survey used a quality control program
that was unique to pathology, and many of the responders
were using general hospital quality control programs.
There were no standards in the use and calibration
of histopathology equipment. Half of the laboratories
had written guidelines of their quality control procedures.
The written protocols were most common for
macroscopic examination and reporting of specimens.
Adult autopsies were very low to null, but there were
large number of pediatric and perinatal autopsies performed
in most of the laboratories. We identified many
problems concerning the safety procedures.
Conclusion: Our results showed that pathology quality
control programs adopted elsewhere may not be entirely
suitable to pathology laboratories in our country.
We propose development of quality assurance programs
that consider the specific circumstances of the pathology
laboratories in our country, and such programs
should be better implemented. |
|
|
Kalite, hasta ile ilgili hizmette beklenen
ve doğru sonucu alma olasılığını artırmak, beklenmeyen ve yanlış sonucu alma olasılığını
azaltmak anlamına gelir 1. Patoloji laboratuvarı
için kalite kontrolü, patoloğun denetimi
altında yürütülen günlük işleri kapsarken, kalite
güvencesi patoloji hizmetlerinde mükemmel
sonuca ulaşma anlamına gelir 1. Bir patoloji
laboratuvarının ürünü patoloji raporudur.
Dolayısıyla, patolojide rapordaki bilgileri yazmak
için gerekli teknik işlemler kalite kontrolü,
bilimsel yönü ise kalite güvencesi kapsamına
girer. Yani kalite kontrolü, kalite güvencesinin
bir bölümüdür. Patolojide kalite kontrolü, cihaz,
doku-materyal ve çalışanların hareketlerinin
takibi, başarının düzenli olarak değerlendirilmesi
ve standart dışına çıkıldığında önlem alınması
yöntemidir. Kalite güvencesi ise raporun kaliteli,
standart ve doğru olmasının sağlanmasıdır.
Türkiye'de de kalite kavramının önemi
giderek daha çok anlaşılmakta ve uygulamak
için giderek artan sayıda sağlık kurumunda çaba
gösterilmektedir. Ancak hastanelerin uyguladığı
ve TSE tarafından denetlenen ISO 9000 gibi
programlar, hastanenin yönetim-işletim sistemlerinin
genel değerlendirme süreçleridir. ISO
9000 formatı, klinik ya da laboratuvarın yönetim
ve bakım sistemleriyle ilgili bir alt yapı
kurmakta, birçok prosedür ve protokol getirmekte;
ancak sağlık sisteminin tıbbi uygulamalarıyla
ilgili ayrıntıya girememektedir. Oysa
sağlık sektöründe tıbbi ve bilimsel araştırmalara
dayanan, kanıta dayalı bir uygulama yapılması
gerekmektedir1.
Bu çalışmada Türkiye'de uygulanacak
bir kalite kontrolü ve kalite güvencesi programının
standartlarını belirleyebilmek için patoloji
laboratuvarlarındaki durumun bir anket aracılığıyla
saptanması hedeflenmiştir. Bu anket çalışmasının,
patoloji laboratuvarlarının genel profili
ile ilgili sonuçları bir başka yazıda sunulmaktadır2. Bu ikinci bölümde ise, Türkiye'deki
patoloji laboratuvarlarında kalite kontrolü ve
kalite güvencesi konuları tartışılmaktadır. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
Conclusion
References
|
|
Türkiye'deki patoloji laboratuvarlarında
çalışan personel ve materyal sayıları, materyalleri
saklama koşulları, patoloji laboratuvarında
kullanılan cihazlar ve mekanların durumu, kullanılan
tanısal yöntemlerin verileri ve uygulanmakta
olan konsültasyon süreçleri hakkında
bilgi edinmek için bir anket düzenlenmiştir.
Anketin tümüne ve bulgulara Patoloji Dernekleri
Federasyonu bilgisunar sayfasından (http://
www.turkpath.org.tr/, Dökümanlar » Laboratuar
Standardizasyonu » Laboratuar Standardizasyonu
anketi) ulaşılabilir 2. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
Conclusion
References
|
|
Kalite Güvencesi-Kalite Kontrolü:
Birimlerinde kalite kontrolü/kalite
güvencesi programı uygulayan merkezlerin
dağılımına bakıldığında, herhangi bir program
uygulamayan merkezlerin oranı Üniversite
Hastanesi (ÜH) için %73 (24/33), Sağlık
Bakanlığı Eğitim Hastanesi (EH) için %11
(1/9), Sağlık Bakanlığı Hizmet Hastanesi (HH)
için %43 (9/21), Özel Hastane (ÖH) için %50
(3/6) ve Özel Laboratuvar (ÖL) için %82 (9/11)
dir. Üç ÜH, 2 EH, 5 HH ise, birimlerinde uyguladıklarını
bildirdikleri programın hangisi olduğunu belirtmemiştir. Kullandığı programı belirten
kurumların verileri değerlendirildiğinde,
daha çok ISO 9001 ve JCI, bunun dışında ISO
17025, ISO 15189 veya kendi adapte ettikleri
programın uygulandığı görülmektedir (Şekil 1).
 Click Here to Zoom |
Şekil 1: Kalite kontrolü/kalite güvencesi programı uygulama
oranları ve kullanılan programların dağılımı (1: Üniversite
Hastanesi, 2: Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastanesi, 3: Sağlık
Bakanlığı Hizmet Hastanesi, 4: Özel Hastane, 5: Özel
Laboratuvar). |
Sekiz ÜH (%24), 2 EH (%20), 4 HH
(%17), 1 ÖH (%17) ve 4 ÖL (%36), kullandıkları
cihazlara kalibrasyon yapmadıklarını belirtmişlerdir.
12 merkez (2 ÜH [%6], 6 EH [%60],
2 HH [%9], 1 ÖH [%17], 1 ÖL [%9]) tüm cihazlarına
kalibrasyon uyguladığını belirtirken, özellikle
doku takip cihazı, bloklama cihazı, mikrotom,
frozen cihazı ve mikroskop kalibrasyonlarının
ağırlıklı olarak uygulandığı izlenmektedir.
Spesimenleri tanımak için barkod kullanma
oranları ÜH için %9 (3/33), EH için %30
(3/10), HH için %38 (9/24), ÖH için %17 (1/6),
ÖL için ise ancak %9 (1/11) civarındadır.
Laboratuvarda yapılan işlerin geçtiği
tüm süreçleri anlatan yazılı dokümanların kullanıldığı
birim sayısı, ÜH için 17 (%52), EH için
10 (%100), HH için 17 (%71), ÖH için 3 (%50)
ve ÖL için 4 (%36) dür.
ÜH'den 18'i (%55), EH'den 4'ü (%44),
HH'den 12'si (%52), ÖH'den 2'si (%40),
ÖL'dan 8'i (%73) makroskopik değerlendirmede
kendilerine ait bir rehber kullandıklarını
belirtmişlerdir. Kendilerine ait rehberi bulunmayan
merkezlerden 20'si (%56, %14 ÜH [5],
%14 EH [5], %19 HH [7], %3 ÖH [1], %6 ÖL
[2]) makroskopide herhangi bir rehber-kaynak
kullanmadıklarını belirtirken, 23 birim (14 ÜH,
2 EH, 5 HH, 2 ÖH) en sık Ackerman's Surgical
Pathology olmak üzere kaynak bir kitap kullandığını
belirtmiştir.
Ankete yanıt veren 84 birimden 64'ünde
(%76,1) frozen yönteminin uygulandığı anlaşılmaktadır.
Frozen kesitlerin teknik kalitesi sorgulandığında
2 birim (%3.1) (1 ÜH, 1 EH) memnun
olmadığını, 27 birim (%42.1) (11 ÜH, 4
EH, 4 HH, 8 ÖL) işi görür düzeyde olduğunu,
35 birim ise (%54.6) mükemmel olduğunu (20
ÜH, 5 EH, 3 HH, 5 ÖH, 2 ÖL) belirtmiştir
(Şekil 2). ÜH'den 17 (%52), EH'den 5 (%50),
HH'den 7 (%100), ÖH'den 4 (%80), ÖL'dan 9 (%90) birim frozen sonucunu bildirme sürelerini
ölçtüklerini ve bu sürenin 3-30 dakika
(14.9±5.1 dk) arasında değiştiğini belirtmişlerdir.
Frozen sonucunu bildirme süresini ölçmeyenlerin
tahmini sonuç verme süreleri ise, 1 ila
25 dakika (15.4±5.2 dk) arasında değişmektedir.
Sadece 1 ÜH ve 2 ÖL frozen kesitlerini saklamadıklarını
belirtmiştir. Buna karşılık sadece 9
ÜH (%28), 3 EH (%30), 3 HH (%38), 5 ÖH
(%100), 8 ÖL (%80), frozen tanıları ile kalıcı
tanılar arasındaki uyumu yıllık olarak değerlendirmektedirler.
Yirmi iki ÜH (%67), 7 EH (%78), 21
HH (%88), 5 ÖH (%83), 11 ÖL (%100) patoloji
raporlarının çıkış sürelerini ölçtüklerini belirtmişlerdir. Bu süreyi ÜH 2-25 gün (7.1±5.4 gün),
EH 5-10 gün (7.5±2.7 gün), HH 3-20 gün
(8.1±4.2 gün), ÖH 2-9 gün (4.2±2.9 gün), ÖL
1-3 gün (2.0±0.7 gün) olarak bildirmektedir
(Şekil 3). Süreler, ölçüm yapmayan kurumlarda
çok fazla farklılık göstermemektedir (ÜH 1-14
gün, EH 5-10 gün, HH 1-10 gün, ÖH ve ÖL 1
gün). Bazı kurumlar (n=18), sitoloji ve radikal
cerrahi materyaller için ayrı ayrı süre belirtmişlerdir.
Bu kurumlarda sitoloji materyalleri 1-8
gün, radikal materyalleri 2-45 günde rapor edilmektedir.
 Click Here to Zoom |
Şekil 3: Patoloji raporlarının çıkma sürelerinin kurumlara
göre dağılımı. |
Sitolojide kalite kontrolü programı
uygulayan birimlerin oranı, ankete yanıt verenlerin
%16'sı kadardır. Bunlardan 8'i hangi programı
kullandıklarını belirtmemiş, 4'ü kendilerine
ait bir program, 1'i ise College of American
Pathologists (CAP) programını uyguladığını
belirtmiştir. Kolposkopik biyopsi ya da konizasyon
materyallerinde displazi ve/veya malignite
saptanan olgularda, varsa rapor edilmiş önceki
servikovajinal yayma sonucu ile biyopsi tanısı
arasında uyumsuzluk olup olmadığını sorgulayan
birim oranı oldukça yüksektir (%92) (31/32
ÜH, 8/8 EH, 14/18 HH, 6/6 ÖH, 10/11 ÖL).
Uyumsuzluk söz konusu olduğunda, yayma
örneklerini retrospektif olarak yeniden değerlendirme
oranı ise %96'dır (30/31 ÜH, 9/9 EH,
14/15 HH, 5/5 ÖH, 10/11 ÖL).
Ankete yanıt veren 75 birimden 20'si
(%27) raporlarında herhangi bir standardizasyon
uygulamadıklarını, diğer 55 birimden 24'ü
(%32) sistemi belirtmeden uyguladıklarını, diğer
31 birim ise Dünya Sağlık Örgütü (WHO), CAP,
Memorial Sloan Kettering Cancer Center sistemini
veya kendilerinin hazırladığı şablonlarını
kullandıklarını belirtmişlerdir (Şekil 4). Tümör
nedeni ile yapılan radikal cerrahi materyalleri
rapor ederken, evrelendirme için gerekli tüm
verileri raporunda belirtmediğini bildiren sadece
1 birim (1 HH) (n=81) bulunmaktadır. Diğer
birimlerden 22 ÜH (%67), 6 EH (%60), 16 HH
(%73), 3 ÖH (%60), 9 ÖL (%82) bu verileri
raporda belirtmek için bir kontrol listesi kullanmaktadır.
 Click Here to Zoom |
Şekil 4: Patoloji raporlarında standardizasyon uygulayanlar
ve kullandıkları sistemin dağılımı (CAP=College of American
Pathologists, MSKCC=Memorial Sloan Kettering Cancer
Center). |
Laboratuvara materyal gönderme (kabul
ve red) kriterleri tanımlanmış olan birimlerin
sayısı ve oranları ÜH için 15 (%45), EH için 9
(%90), HH için 16 (%73), ÖH için 3 (%50), ÖL
için 8 (%73) dür.
Rutin laboratuvar, histokimya, immünhistokimya
ve rapor sekreterliği performans
kriterlerinin tanımlı olduğu birimlerin dağılımı
şöyledir: 13 ÜH (%39), 8 EH (%80), 7 HH
(%32), 3 ÖH (%50), 3 ÖL (%27).
Otopsi:
Otopsi salonu bulunan birim sayısının
oldukça düşük olduğu gözlenmektedir. ÜH'den
%45'inde (15/33), EH'den %40'ında (4/10), ve
HH'den sadece %33'ünde (8/24) otopsi salonu
bulunmaktadır. Bu düşük rakamlardan daha
ürkütücü olan otopsi salonu koşullarının uygunluğudur.
ÜH'den %22'si (4/18), EH'den %40'ı
(2/5), ve HH'den %36'sı (4/11), otopsi mekanlarının
enfeksiyon riskleri ve donanımları açısından
uygun koşullara sahip olmadığını bildirmektedirler.
Otopsi salonu rakamlarının düşüklüğüne
karşılık, otopsi yapan merkezlerin oranının
yüksek olduğu görülmektedir. Otuz bir
ÜH'de (%94), 7 EH'de (%70), 9 HH'de (%39),
3 ÖH'de (%50) ve 5 ÖL'da (%63) otopsi yapılmaktadır.
Bu otopsilerin büyük çoğunluğu pediatrik
otopsilerdir. Beş ÜH'de ve 1 EH'de yılda
1-10 adet erişkin otopsisi yapıldığı belirtilmektedir. 1 ÖL dışında tüm birimler yazılı otopsi
raporu vermektedirler.
Güvenlik:
Patoloji biriminin çalışma alanı güvenliği
ve çalışma kolaylığı açısından yeterli olup
olmadığı sorulduğunda 19 ÜH (%58), 3 EH
(%30), 13 HH (%54), 3 ÖH (%50), 8 ÖL (%80)
yeterli olduğunu bildirmişlerdir. Bu birimlerden
17 ÜH (%52), 5 EH (%50), 12 HH (%50), 6 ÖH
(%50) ve 7 ÖL (%70), kimyasal gazlardan korunmak için yeterli havalandırma sistemleri
olduğunu belirtmişlerdir (Şekil 5).
 Click Here to Zoom |
Şekil 5: Havalandırma sisteminin (A) ve çalışma alanı güvenliğinin
(B) yeterliliği (1: Üniversite Hastanesi, 2: Sağlık Bakanlığı
Eğitim Hastanesi, 3: Sağlık Bakanlığı Hizmet Hastanesi, 4:
Özel Hastane, 5: Özel Laboratuvar). |
Kullanılan kimyasal maddelerin üzerinde
kimyasal maddenin özelliklerini, son kullanma
tarihini ve zararlı etkisini gösteren etiket
bulunduğunu beyan eden birim sayıları 22 ÜH
(%67), 7 EH (%78), 19 HH (%83), 5 ÖH (%83),
8 ÖL (%73) şeklindedir.
Ankete yanıt veren 80 birimden 46'sı
(%58) (16/33 ÜH, 6/10 EH, 11/21 HH, 5/6 ÖH,
8/10 ÖL) birimlerinde enfeksiyon kontaminasyonu
ile ilgili gerekli önlemin alındığına inandığını
belirtmektedir. Birimlerin büyük bir çoğunluğu
sıvı kimyasal atıklarını lavabo giderlerine
dökerek (%83), katı kimyasal ve biyolojik atıklarını
tıbbi atıklarla uzaklaştırdıklarını (%98 ve
%92) bildirmektedirler (Şekil 6, A-C).
 Click Here to Zoom |
Şekil 6: Sıvı (A), katı (B) kimyasal ve biyolojik (C) atıkların
uzaklaştırılma yöntemleri.
*: Ksilolü ayrıca biriktirerek uzaklaştırdığını belirten birimler. |
Konsültasyon:
Beş ÜH'nin (%15), 5 EH'nin (%56), 4
HH'nin (%17), 5 ÖL'ın (%93) konsültasyonlar
için uyguladıkları standart bir protokolleri olduğu,
bunlardan sırasıyla 2 (%40), 3 (%60), 4
(%100), 3 (%60) birimin yazılı program uyguladıkları
anlaşılmaktadır.
Sadece 1'er ÜH, HH ve ÖH konsültasyon
yapmadığını belirtmiştir. Otuz yedi birim
(%68) ÜH'ne, 6 birim (%9) yurtdışına, 13 birim
(%20) yurt içinde bir yere, 6 birim (%9) deneyimli
kişilere şeklinde bir sınıflandırma ile konsülte
ettiği yeri tarif etmiştir. Konsültasyon
yöntemi olarak en sık mikroskop başı yöntem
tercih edilmektedir (%42). İkinci sırada posta
yolu ile konsültasyon gelmektedir (%28). Kalan
merkezler ise elektronik ortamda resim göndermek
de dahil olmak üzere birden fazla yöntemi
kullandıklarını belirtmektedirler. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
Conclusion
References
|
|
Patoloji laboratuvarında iş akışında,
materyalin patoloji laboratuvarına gelişine kadar
geçen süreci kapsayan pre-analitik, materyalin
laboratuvara girişinden raporun imzalanmasına
kadar olan aşamaları içeren analitik ve raporun
ilgili birim-klinisyen doktora ulaşması ve rapor
bilgilerinin kullanılması aşamaları olan postanalitik
bölümler vardır 3. Bu iş akışındaki her
aşamanın kurallarının belirlenmesi, bu kurallara
göre uygulama yapılması, tüm işlerin kayıt altına
alınması, aksaklıkların rapor edilip düzeltilmesi,
ürünün yani patoloji raporunun kalitesi ve
doğruluğunun sürekli olarak denetlenmesi gerekir 4-9.
Sonuçlar özellikle Sağlık Bakanlığı'na
bağlı EH'lerinin neredeyse tamamında hastane
işletim sistemine ait bir bir kalite kontrol programının
uygulandığını göstermektedir. Buna
karşın ÜH (%73), ÖH (%50) ve ÖL(%82)'ların
büyük çoğunluğunda ise kalite kontrol programı
uygulanmamaktadır. Bunun SSK ve Sağlık
Bakanlığı'nın yürütmüş olduğu planlı bir program
sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak
uygulanan programların çoğu patoloji laboratuvarlarına
özgü bir kalite kontrol programı değildir.
Bu veriler birçok kurumun kalite kavramı ile
tanışmış olması açısından önemli olmakla birlikte,
patoloji laboratuvarlarına özgün programların
uygulanması için daha çok çaba gerektiği
ortadadır.
Cihazların hiçbirine kalibrasyon uygulamadığını
belirten birim sayısı %17 ile %36
arasında değişmektedir. Kalibrasyon uygulayan
birimlerin sayısı sevindirici çokluktadır. Ancak
bu kalibrasyonların sistematik yapılmadığı ve
çok az sayıda birimde tüm cihazlara uygulandığı
dikkati çekmektedir.
Barkod sistemi kullanan birim sayısı
%9 ile %38 arasında değişmektedir. Laboratuvar
iş akışının yazılı olarak bulunduğu birim sayısı
ise %36 ile %100 arasında değişmektedir. Bu
oranın, ÜH için %52, EH için ise %100 oluşu
dikkat çekmektedir. Bu da Sağlık Bakanlığının
yürütmüş olduğu programın sonucudur. Bu oran
farklılıkları, EH'de ISO 9000'li modeller gibi
hastane işletimine ait kalite kontrolü sistemlerinin
kullanılmaya başlaması, ÜH'den önemli bir
sayının yeni kurulmuş olması ile ilişkilendirilebilir.
Onüç ÜH'nin 1988 yılından sonra kurulmuş
olmasına karşın, bu zaman diliminde kurulmuş
sadece 1 EH (1993 yılında) bulunmaktadır.
Makroskopik değerlendirmede rehber
kaynak kullanma oranı %80 dolayındadır.
Makroskopik değerlendirme rehberi patolojinin
vazgeçilmez araçlarından birisidir. Bu rehberlerin
kalite kontrol programı uygulayan
EH'lerindeki kullanım oranı %44, kalite kontrol programı uygulamayan ÜH'lerindeki kullanım
oranına (%55) yakın olması, yukarıda açıklandığı
gibi Sağlık Bakanlığı'nın uyguladığı programın
patoloji laboratuvarlarına yönelik olmadığını
göstermektedir. Rehber kaynak kullanan
birimlerin 2/3'ü kendi oluşturdukları kriterlere
göre uygulama yaptıklarını belirtmişlerdir. Üçte
biri ise Ackerman's Surgical Pathology başta
olmak üzere yabancı kaynak kullanmaktadır.
Yabancı kaynaklarda, makroskopik örneklemede
daha fazla sayıda örnek alınması gerektiğinin
belirtildiği bilinen bir gerçektir. Ülkemizde
patoloji laboratuvarlarının koşullarının ise, bu
gerekliliği yerine getiremeyeceği açıktır. Çoğu
birimin kendi kriterlerini oluşturmuş olması da,
bu durumun doğal bir sonucudur. Görüldüğü
gibi, ülkemiz koşullarına uygun olup, aynı
zamanda tüm patologların uygulayabileceği
standartların belirlenmesi gerekmektedir.
Patoloji Dernekleri Federasyonu Üropatoloji ve
Ankara Patoloji Derneği Meme Çalışma
Grubu'nun hazırladığı rehber10,11 benzeri
rehberlerin, diğer tüm çalışma grupları tarafından
da hazırlanması ve tümünün bir kitapta birleştirilmesi,
konu ile ilgili sıkıntıları ortadan
kaldıracaktır. Bu arada birimlerin %73'ü, raporlarında
yabancı kaynaklardaki veya kendi oluşturdukları
şablonları kullandıklarını belirtmektedirler.
Tüm birimlerin üçte ikisinde frozen
uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu birimlerden
ikisi hariç hepsi frozen tekniklerinden memnun
olduklarını belirtmektedirler. Önemli oranda
birim (%35) frozen bildirme sürelerini ölçmediklerini,
3 birim (%5) frozen kesitlerini saklamadıklarını,
birimlerin %57'si de sonuçlarını
kalıcı kesitlerle birlikte değerlendirmediklerini
belirtmişlerdir. Birimlerin %16'sı sitoloji için
kalite programı uygulamaktadır. Frozen'ın aksine,
sitoloji-biyopsi uyumunu değerlendiren
birim oranı %92-96 gibi yüksek düzeylerdedir.
Kalite güvencesi programının en önemli ayağı,
verilen sonuçların iç (internal) ve dış (eksternal)
kontrollerle düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmesidir8,12-17. Buradan da, ülkemizde uygulanan kalite kontrolü programlarının kesinlikle
patoloji birimleri için yeterli olmadığını,
mutlaka kalite güvencesini de içeren programların
kullanılması gerektiğini söyleyebiliriz.
Birimlerin toplamda %79'u raporlama
sürelerini ölçtüklerini bildirmişlerdir. Raporlama
süreleri ÖH ve ÖL'da 1 gün iken, diğer kurumlarda
1-25 gün arasında değişmektedir. Ortalama
süre 6.4 gündür. ÖH ve ÖL hariç tutulduğunda
ortalama süre ise 16 gündür. CAP'ın önerdiği
rapor çıkış süreleri biyopsi ve rezeksiyonlar gibi
cerrahi materyallerin %80'inin ek bir işlem
gerektirmediğinde 3 gün içinde rapor edilmesidir14,15,18. Ortalama 16 gün, kabul edilebilir
bir süre değildir, ancak CAP sürelerinin de ülkemizde
uygulanabilir olmadığı açıktır. Bu nedenle
de mutlaka koşullarımıza uyarlanması gerekmektedir.
Konsültasyon, patolojide kalite güvencesinin
en önemli ayaklarından birisidir3,5,13,19,20. Kalite güvencesi için olmasa
bile patologların hemen hepsinin konsültasyonu
kullandığı, bunun için kendi eğitimine de en
fazla katkıyı sağlayacak mikroskop başı yöntemin
tercih edildiği anlaşılmaktadır. Tercih edilen
başka bir unsur ise bilinen, güvenilen kişiye
konsülte edilmesidir.
Anket sonuçları, tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de otopsinin sayısının azalmasının
ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir.
Merkezlerin yarısından çoğunda otopsi salonu
yoktur, sadece 6 merkez erişkin otopsisini az
sayıda yaptığını bildirmiştir. Otopsi, özellikle
hastane hizmetleri için bugün kabul edilen en
önemli kalite kontrol araçlarından birisidir.
Aslında Türkiye'de otopsi oranları dünyadaki
eğilimi yansıtmaktadır. Erişkin otopsiler azalırken,
bebek otopsileri artmaktadır21. Ancak
dünyada eskiden var olan yüksek erişkin otopsi
sayıları bugün düşüş göstermekle beraber özellikle
dünyanın önde gelen merkezlerinde yine
önemli sayıda yapılmaktadır. Ancak Türkiye'nin
genelinde bazı istisnalar olmak kaydıyla hiçbir
dönem yüksek sayıya ulaşılamadığından, bugün
erişkin otopsi sayıları çok çarpıcıdır. Erişkin otopsilerin sayısının arttırılması ancak hastane
hizmet kalitesini artırmak isteyen hastane, üniversite
veya Sağlık Bakanlığı'nın üst düzey
yöneticilerinin özel çabaları ile sağlanabilir22.
Patoloji Federasyonu'nun bu yöndeki çabaları
etkili olabilir. Az sayıda merkezde bulunan
otopsi salonlarının ise güvenli olmadığı anlaşılmaktadır.
Kalite kontrolünün uygulanabilmesi
için koşulların buna uygun olması, güvenliğin
sağlanmış olması gerekir23. Çalışanların tümü
için, çalışma alanlarında tüm sağlıkla ilgili riskler
minimuma indirilmiş olmalıdır. Ankete katılan
birimlerden %55'i bu güvenliğin laboratuvarlarında
sağlandığını, %56'sı yeterli havalandırmaya
sahip olduklarını, %58'i enfeksiyon
açısından kontrolü sağladıklarını belirtmektedirler.
Burada kalan %42-45 oranı çok ciddi
sayıda meslektaşımızın risk altında çalıştığını
göstermektedir. Bu arada, laboratuvarların sıvı
kimyasallarını uygun koşullarla bertaraf etmedikleri
gözlenmektedir. Ülkemizde ksileni uygun
koşullarla imha edebilen sadece 1 özel merkez
bulunmaktadır. Tüm patoloji laboratuvarlarının
bu olanağı kullanması gerçekçi değildir. Bu
konuda yasal sorumluluk belediyelerindir24.
Belediyeleri bu konuda bilgilendirmek ve uyarmak
ise başhekimlik aracılığı ile patoloji laboratuvarı
sorumlularınındır. Bu konuda da Patoloji
Dernekleri Federasyonu'na büyük sorumluluk
düştüğü görüşündeyiz. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
Conclusion
References
|
|
Anket sonuçlarına göre kalite kontrolü
programı uygulama oranı tüm birimler için
%48.5 olmakla birlikte, anketin diğer sonuçlarına
göre, hemen tüm birimlerin kalite kontrolü ve
kalite güvencesi programlarının bazı gereklerini
herhangi bir protokole bağlı kalmaksızın uyguladıkları
anlaşılmaktadır. Diğer sonuçlar, dünyada
mevcut patolojiye özgü kalite kontrolü ve
kalite güvencesi programlarının ülkemiz koşullarına
uymadığını göstermektedir. Ayrıca, uygulanan
ISO 9000'li modeller gibi hastane işletimine ait kalite kontrolü programlarının patolojide
kalite güvencesini değerlendirmediği izlenmektedir.
Bunlar da ülkemiz koşullarına uygun,
standart bir kalite kontrolü ve kalite güvencesi
programının oluşturulması gerektiğini gözler
önüne sermektedir. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
Conclusion
References
|
|
1) Yorukoglu K. Quality assurance in pathology laboratories.
Aegean Pathology Journal 2005;2:86-97.
2) Yörükoğlu K, Usubütün A, Doğan Ö, Önal B, Aydın Ö.
Türkiye'de patoloji laboratuvarlarının genel profili.
Türk Patoloji Dergisi 2009;25:19-28.
3) Zarbo RJ, Rickert RR. Quality control, assurance, and
improvement in anatomic pathology. In: Silverberg SG
(Ed) Principles and Practice of Surgical Pathology and
Cytopathology. Churchill Livingstone, New York, 3rd
ed., 1997, pp. 11-24.
4) Cowan DF. Quality assurance in anatomic pathology.
An information system approach. Arch Pathol Lab
Med 1990;114:129-134.
5) Howanitz PJ. Quality assurance measurements in
departments of pathology and laboratory medicine.
Arch Pathol Lab Med 1990;114:1131-1135.
6) Dorsey DB. Evolving concepts of quality in laboratory
practice. Arch Pathol Lab Med 1989;113:1329-1334.
7) Zarbo RJ. The oncologic pathology report. Quality by
design. Arch Pathol Lab Med 2000;124:1004-1010.
8) Association of Directors of Anatomic and Surgical
Pathology. Recommendations on quality control and
quality assurance in anatomic pathology. Hum Pathol
1991;22:1099-1101.
9) Guidance on the role of the pathology quality manager.
IBMS guidance, 2004. (http://www.ibms.org)
10) Yörükoğlu K, Tuna, B, Üropatoloji Çalışma Grubu.
Ürolojik Tümörlerin Patolojik Değerlendirme
Standartları. http://www.turkpath.org.tr/files/cg_uropat_
gross-uroloji.pdf
11) Demirhan B, Güler G, Irkkan Ç, Dizbaysak S, Süren D.
Ankara Patoloji Derneği Meme Çalışma Grubu:
Mastektomi Materyaline Makroskopik Yaklaşım, 2008,
http://www.ankarapatoloji.org
12) Furness P. Developing and running an EQA scheme in
diagnostic histopathology. Curr Diagn Pathol 2004;10:
435-443.
13) Simpson R, Marichal M, Uccini S. European Society
of Pathology statement on minimal requirements for a
pathology laboratory. Virchows Arch 436:509-526,
2000.
14) Rosai J (ed). Appendix A. ADASP position papers.
Rosai and Ackerman's Surgical Pathology. Mosby,
Edinburgh, 9th ed., 2004, pp. 2783-2792.
15) Rosai J (ed). Appendix B. Quality control and quality
assurance in surgical pathology. Rosai and Ackerman's
Surgical Pathology. Mosby, Edinburgh, 9th ed., 2004,
pp. 2793-2800.
16) http://www.cap.org/apps/cap.portal
17) http://www.cap.org/apps/cap.portal?_nfpb=true&_
pageLabel=lab_accred_book
18) Zarbo RJ, Gephardt GN, Howanitz PJ. Intralaboratory
timeliness of surgical pathology reports. Results of two
college of American Pathologists Q-Probes studies of
biopsies and complex specimens. Arch Pathol Lab
Med 1996;120:234-244.
19) Batsakis JG. Quality assurance. Sisyphean or
Sibylline?Arch Pathol Lab Med 1990;114:1173-1174.
20) Ramsay AD, Gallagher PJ. Local audit of surgical pathology.
18 month's experience of peer review-based
quality assessment in an English teaching hospital. Am
J Surg Pathol 1992;16:476-482.
21) Kösemehmetoğlu K, Tümer AR, Usubütün A. Autopsy
status and pathologists attitude towards autopsy in
Turkey. Turk J Med Sci 2007;37:351-358.
22) Usubutun A. Dünyada ve Türkiye'de bilimsel otopsinin
gelişimi ve bugünü; bir durum değerlendirmesi.
Hacettepe Tıp Dergisi 2007;38:80-82.
23) Yorukoglu K, Sayiner A, Akalin E. Occupational
health hazards and safety guidelines in histopathology
laboratory. Aegean Pathology Journal 2005;2:98-115.
24) 9/8/1983 tarih ve 2872 Sayılı Çevre Kanunu, Tıbbi
Atıkların Kontrolü Yönetmeliği. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
Conclusion
References
|
|
|
|