|
2009, Volume 25, Number 1, Page(s) 045-048
|
|
DOI: 10.5146/tjpath.2009.00960 |
Laryngeal lipoid proteinosis (Urbach-Wiethe's disease): A case report |
Çiğdem VURAL, İpek Işık GÖNÜL, Ayşe DURSUN |
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, ANKARA, TÜRKİYE |
Keywords: Lipoid proteinosis, larynx, ultrastructure |
|
Lipoid proteinosis (Urbach-Wiethe's disease/hyalinosis
cutis et mucosae) is a rare autosomal recessive disease.
The characteristic pathology which is responsible for
the clinical findings of the disease is the deposition of
periodic acid-Schiff (PAS) positive hyaline, amorphous
material in the extracellular and perivascular spaces of
skin, mucous membranes and organs. Skin involvement
consisting of the small-beaded papules along the eyelid
and lip margins is the dominant clinical finding in most
cases. However larynx, pharynx and other visceral
organs may also be affected.
We present here the light and electron microscopic findings
of cord vocal biopsy from a 17 year-old female
patient with the complaint of hoarseness.
Although more than 200 cases were published in the
literature, lipoid proteinosis is still a very rare entity.
The late appearance of the clinical symptoms of our
patient is not typical and therefore clinical and pathological
misdiagnoses are possible. |
|
|
Lipoid proteinozis, ilk kez Urbach
ve Wiethe tarafından 1929 yılında “lipoidozis
cutis et mucosae” ismi ile tanımlanmıştır 1. Nadir görülen ve otozomal resesif geçiş
gösteren kalıtımsal bir hastalıktır 2,3.
Karakteristik deri ve sıklıkla buna
eşlik eden oral mukoza, farenks ve larenks tutulumları nedeni ile başlangıçta bu bölgeler
ile sınırlı gibi düşünülmüş olmasına karşın,
hastalığın tüm organları etkileyebileceği
günümüzde bilinmektedir4,5.
Larenks tutulumu seste kabalaşma
ve ağlama sesinde cılızlık ile doğumdan itibaren
fark edilebilir ve genellikle hastalığın
ilk bulgusudur. Histolojik olarak, tutulan
organlarda, PAS (+), amorf materyalin dermal
ve submukozal ekstrasellüler/perivasküler
birikimi tipiktir. |
Top
Abstract
Introduction
Case Presentation
Disscussion
References
|
|
Ses kısıklığı ve ses tonunda kabalaşma
yakınması ile kliniğe başvuran 17 yaşındaki
kadın hastanın, sağ kord vokal ve interaritenoid
bölgeden alınan punch biyopsilerinde,
yüzeyde fokal hiperkeratoz gösteren,
hiperplazik görünümlü, matür çok katlı yassı
epitel ve epitel altında, yer yer nodüller
şekilde izlenen amorf madde birikimi dikkati
çekti (Resim 1). Benzer birikim vasküler
yapılar çevresinde de belirgin olduğu ve
epitel bazal membranının ileri derecede
kalınlaştığı izlendi. Histokimyasal incelemede,
bu materyalin kristal viyole ile boyanmadığı,
PAS ile pozitif olup (Resim 2), bu
boyanmanın dPAS ile solmadığı görüldü.
 Click Here to Zoom |
Resim 1: Çok katlı yassı epitel altında, homojen görünümdeki,
amorf, eozinofilik madde birikimi (HE x12,5). |
 Click Here to Zoom |
Resim 2: Yüzey epiteli altında, kuvvetli PAS pozitif boyanan
madde birikimi, (PAS x12,5); inset: Vasküler yapıların duvarında
belirgin PAS pozitif birikimler (PAS x40). |
Larengeal biyopsilerin elektron mikroskopik
incelemesinde, subepitelyal alanda,
interstisyel kollajen lifleri arasında, ince
granüler, filaman yapısında olmayan (nonkollajenöz)
büyük, amorf birikimler görüldü.
Hem epitel bazal membranında hem de
epitel altı kapiller damar bazal membranlarında
ileri derece duplikasyon ile karakterli
soğan zarı görünümü dikkati çekti (Resim
3).
 Click Here to Zoom |
Resim 3: Elektron mikroskopik incelemede kapiller damar
bazal membranında izlenen belirgin duplikasyon ve ince granüler
birikimler nedeni ile oluşan soğan zarı görünümü (uranil
asetat-kurşun sitrat x3000). |
|
Top
Abstract
Introduction
Case Presentation
Disscussion
References
|
|
Lipoid proteinozis otozomal resesif
geçiş gösteren nadir bir kalıtımsal hastalıktır.
Özellikle göz kapakları kenarı boyunca
görülen boncuk benzeri papüller ve ses tellerinin
tutulumuna bağlı olarak seste kabalaşma
ile kendini belli eden klinik bulgular
genellikle erken çocukluk döneminde ortaya
çıkar. Bazı hastalarda belirtiler doğumdan
itibaren de görülebilir Yenidoğan döneminde
seste kabalaşma olduğunda konjenital
disfoni ve konjenital hipotiroidi ile birlikte
akla gelmesi gereken 3 antiteden biridir.
Deri tutulumu, klasik görünümü dışında,
akne, varisella ve impetigoya benzer şekilde
farklı morfolojilerde de olabilir 6. Deri
lezyonlarının özellikle yüz ve ekstremitelerin
ekstansör yüzlerinde hiperkeratoz ile
karakterli olması, sürtünmeye bağlı travma ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir 7. Deri ve ses tellerinin tutulumu dışında,
solunum yolu obstrüksiyonu, ağız mukozasında
papül ve plaklar şeklinde infiltrasyon,
kserostomi, disfaji, hipoosmi, diş kaybı ya
da normal olmayan diş gelişimi, kalınlaşmaya
ikincil olarak dil hareketlerinde azalma,
temporal lob kalsifikasyonuna ikincil olduğu
düşünülen epilepsi ve mental retardasyon
gibi anomalilerin de bu hastalarda görülebildiği
bildirilmektedir 8,9,10,11.
Klasik histopatolojik özelliği soluk,
eozinofilik, PAS (+), hiyalen görünümlü
maddenin papiller dermiste, dermoepidermal
bileşkede, dermal kan damarları
ve ekrin ter bezleri çevresinde, mukozalarda
ve iç organlarda depolanmasıdır4,5.
Eritropoetik protoporfiri, papüler müsinoz,
lepra, amiloidozis ve kutanöz ksantomatozis
deride gözlenen bu birikim için ayırıcı tanıda
düşünülmesi gereken diğer antiteler
olmakla birlikte, karakteristik deri değişikliklerine
eşlik eden seste kabalaşma lipoid
proteinozis için patognomonik kabul edilmektedir.
Elektron mikroskopik incelemelerde
kollajen yapısında olmayan dermal birikimler,
fibroblastlarda vakuoller ile dermoepidermal
bileşke ve endotel hücrelerinin bazal
membranlarında reduplikasyon gösterilmiştir12,13.
Lipoid proteinozisin patogenezi
bilinmemektedir. Lipoidozis olarak isimlendirilmiş
olmasına karşın, biriken hiyalen
maddenin aslında karbohidrat-protein kompleksi
olduğu ve değişen oranlarda lipid de
içerdiği düşünülmektedir. Lizozomal depo
hastalığının bir tipi olduğu ya da anormal
kollajen üretiminden de kaynaklanabileceği
iddia edilmektedir14,15. Son yıllarda
yapılan çalışmalar, lipoid proteinozisin
birinci kromozomda yer alan ekstrasellüler
matriks protein geninde (ECM-1) ekspresyon
azalması sonucu gelişebileceğini göstermiştir16,17. Üç tipi olan ECM1 geninin (ECM1a, ECM1b ve ECM1c) fonksiyonu
net olarak ortaya konmamıştır. Ancak,
yaşlanma, yara iyileşmesi, skarlaşma gibi
fizyolojik deri değişikliklerinde ve çeşitli
deri hastalıklarında rolü olduğu gösterildikten
sonra, derinin normal yapı ve fonksiyonunun
devamı için gerekli olduğu ortaya
konmuştur18. Epidermiste keratinosit
farklılaşması için gerekli iken, dermiste perlekana
bağlanarak bazal membran, interstisyel
kollajen ve büyüme faktörlerinin bağlanmasının
düzenlenmesine yardımcı olduğu
düşünülmektedir.
Genel olarak hastalık seyri iyidir ve
hayatı tehdit etmez. Ancak, farenks, larenks
mukozaları, dil, yumuşak damak ve tonsil
tutulumu gibi solunum güçlüğü oluşturabilecek
bölgelerin tutulumu üst solunum yolu
enfeksiyonlarına ve hatta trakeostomi açılmasını
gerektirecek kadar ciddi komplikasyonlara
yol açabilir19. Spesifik bir tedavi
şekli olmamakla birlikte, oral dimetil sülfoksid20 ya da etretinat21 tedavisine
cevap verdiği yolunda olgular sunulmaktadır.
Ses teli tutulumu olgularında, mukozal
soyma, makroskopik olarak görülen mukozal
infiltratların eksizyonu ya da CO2 lazer
geçici bir iyileşme sağlayabilir22. Dermabrazyon,
kimyasal peeling, ya da blefaroplasti
lokalize deri hastalığı durumlarında
uygulanabilecek diğer tedavi modaliteleri
olarak karşımıza çıkmaktadır23,24. Öte
yandan, Kaya ve ark.'ları25, 13 yaşındaki
bir kız hastada D-penisilamin tedavisi ile
semptomların en azından geçici olarak gerilediğini
göstermişlerdir. ECM1 mütasyonu
ile ilişkisi gösterildikten sonra, ECM1 için
geliştirilecek rekombinant proteinin tedavide
kullanılmak üzere üretilebileceği düşünülmektedir11.
Sonuç olarak, burada sunulan olgu
tipik kord vokal tutulumu ve klasik histopatolojik
morfolojisi ile bir larengeal lipoid
proteinozis olgusudur. Hastamızda, klasik
deri ya da diğer organ tutulumları ile diğer aile bireylerinde hastalık olup olmadığı gösterilememiştir.
Literatürde 200'den fazla
olgu olmakla birlikte, lipoid proteinozis
yine de nadir görülen hastalıklar sınıfındadır.
Hem klinisyenler hem patologlar için
akılda tutulması ve ayırıcı tanıda akla gelmesi
gerekli bir antite olduğunu düşündüğümüzden,
olgumuz klasik ışık ve elektron
mikroskopik bulguları ile birlikte sunulmuştur. |
Top
Abstract
Introduction
Case Presentation
Discussion
References
|
|
1) Urbach E, Wiethe C. Lipoidosis cutis et mucosae.
Virchows Arch Pathol Anat 1929;27:286-319.
2) Juberg RC, Winder PR, Turk LL. A case of hyalinosis
cutis mucosae (lipoid proteinosis of Urbach and
Weithe) with common ancestors in four remote generations.
J Med Genet 1975;12:110-112.
3) Bohme M, Wahlgren CF. Lipoid proteinosis in three
children. Acta Paediatr 1996;85:1003-1005.
4) Caccamo D, Jaen A, Telenta M, Varela E, Tiscornia O.
Lipoid proteinosis of the small bowel. Arch Pathol Lab
Med 1994;118:572-574.
5) Caplan RM. Visceral involvement in lipoid proteinosis.
Arch Dermatol 1967;95:149-155.
6) Harper JI, Filipe MI, Staughton RC. Lipoid proteinosis:
variations in the histochemical characteristics. Clin
Exp Dermatol 1983;8:135-141.
7) Lambert WC. Cutaneous deposition disorders. In:
Farmer, ER, Hood, AF, eds. Pathology of the Skin. East
Norwalk, CT: Appleton & Lange 1990, 432-50.
8) Cote DN. Head and neck manifestations of lipoid proteinosis.
Otolaryngol Head Neck Surg 1998;119:144-
145)
9) Hofer PA. Urbach-Weithe disease: a review. Acta
Derm Venereol 1973;53 (Suppl. 71):1-52.
10) Paster L, Emsley RA. Lipoid proteinosis presenting
with neuropsychiatric manifestations. J Neurol
Neurosurg Psychiatry 1985;16:1193-2001.
11) Hamada T. Lipoid proteinosis. Clin Exp Dermatol
2002;27:624-629.
12) Muda AO, Paradisi M, Angelo C, Mostaccioli S, Atzori
F, Puddu P, et al. Lipoid proteinosis:clinical, histologic,
and ultrastructural investigations. Cutis 1995;56:220-
13) Navarro C, Fachal C, Rodríguez C, Padró L, Domínguez
C. Lipoid proteinosis. A biochemical and ultrastructural
investigation of two new cases. Br J Dermatol
1999;141:326-331.
14) Harper J, Duance V, Sims T, Light N. Lipoid proteinosis:
an inherited disorder of collagen metabolism. Br J
Dermatol 1985;113:145-151.
15) Bauer E, Santa Cruz D, Eisen A. Lipoid proteinosis: in
vivo and in vitro evidence for a lysosomal storage
disease. J Invest Dermatol 1981;76:119-125.
16) Hamada T, McLean WH, Ramsay M, Ashton GH,
Nanda A, Jenkins T, et al. Lipoid proteinosis maps to
1q21 and is caused by mutations in the extracellular
matrix protein 1 gene (ECM1). Hum Mol Genet
2002;11:833-840.
17) Lupo I, Cefalu AB, Bongiorno MR, Daniele O, Valenti
V, Noto D, et al. A novel mutation of the extracellular
matrix protein 1 gene (ECM1) in a patient with lipoid
proteinosis (Urbach-Wiethe disease) from Sicily. Br J
Dermatol 2005;153:1019-1022.
18) Chan I. The role of extracellular matrix protein 1 in
human skin. Clin Exp Dermatol 2004;29:52–56.
19) Ramsey ML, Tschen JA, Wolf JE Jr. Lipoid proteinosis.
Int J Dermatol 1985;24:230-232.
20) Wong CK, Lin CS. Remarkable response of lipoid
proteinosis to oral dimethyl sulphoxide. Br J Dermatol
1988;119:541-544.
21) Gruber F, Manestar D, Stasic A, Grugurevic Z.
Treatment of lipoid proteinosis with etretinate. Acta
Derm Venereol 1996;76:154-155.
22) Rosenthal G, Lifshitz T, Monos T. Carbon dioxide
laser treatment for lipoid proteinosis (Urbach-Wiethe
syndrome) involving the eyelids. Br J Ophthalmol
1997;81:252-254.
23) Buchan NG, Kemble JVH. Successful surgical treatment
of lipoid proteinosis. Br J Dermatol 1974;91:561-
566.
24) Pierard GE, Cauwenberge DV, Budo J, Lapiere CM. A
clinicopathological study of lipoid peoteinosis. Am J
Dermatopathol 1988;10:300-305.
25) Kaya TI, Köktürk A, Tursen U, İkizoğlu G, Polat A.
D-penicillamine treatment for lipoid proteinosis. Ped
Dermatol 2002;19:359-362. |
Top
Abstract
Introduction
Case Presentation
Discussion
References
|
|
|
|