|
2015, Volume 31, Number 2, Page(s) 089-094 |
|
DOI: 10.5146/tjpath.2014.01296 |
Hücresel Mavi Nevuslarda Atipi ve Ayırıcı Tanı: 21 Olgunun Klinikopatolojik Değerlendirilmesi |
Banu YAMAN, Gülşen KANDİLOĞLU, Banu SARSIK KUMBARACI, Taner AKALIN |
Department of Pathology, Ege University Faculty of Medicine, İZMİR, TURKEY |
KEY WORDS :
Hücresel mavi nevus, Ayırıcı tanı, MIB-1 protein |
Amaç: Hücresel mavi nevus, hücresel görüntüsü, subkutanöz infiltrasyon
yapan gelişim paterni, yoğun pigmentasyon ve büyük boyut
gibi bulguları ile klasik mavi nevustan farklılıklar gösteren ve
içerebildiği atipi kriterleri nedeni ile melanomla karışabilen dermal
melanositik tümördür.
Gereç ve Yöntem: Merkezimizde 2000-2014 yılları arasında değerlendirdiğimiz
21 olgunun hematoksilen-eosin ve MIB-1 boyalı preparatları
tekrar gözden geçirildi. Görece az olan bu lezyona dikkat
çekmek amacı ile 21 olgu klinik ve yukarıda tanımlanan histopatolojik
bulguları eşliğinde sunulmaktadır.
Bulgular: Olguların 13'ü (%61,9) kadın, sekizi (%38,1) erkek olup
yaş ortalaması 25,4 idi (2-73). En sık yerleşim yeri sakral ve gluteal
bölge (11 olgu) idi. Tümör boyut ortalaması 14,4 mm idi (4-60 mm).
Son yıllarda tanımlanmış atipik değişiklikleri değerlendirmek için
incelenen parametrelerden ülser dört tümörde, konfluent görüntü üç,
subkutanöz yağ doku infiltrasyonu 16, mitoz ise, altı tümörde saptandı.
İmmunhistokimyasal incelemede MIB-1, iki olguda sırasıyla %3 ve
%2, diğer olgularda ise %1 veya daha düşük bulundu. Kaynaklarda
“atipik hücresel mavi nevus” ile ilgili kesin tanımlama bulunmamakla
birlikte serimizde saptanan beş olgu (altı cm çaplı infiltratif gelişim
gösteren olgu, iki mitoz ve sırası ile MIB-1 %3-%2 saptanan iki olgu,
bir mitoz yanısıra konfluent gelişim gösteren olgu ve odaksal nekroz
alanları yanısıra bir mitoz saptanan olgu) atipik hücresel mavi nevus
olarak değerlendirildi. Lenf nodu ve/veya uzak metastaz izlenmeyen
olgularımızın takipleri hastalıksız olarak sürmektedir.
Sonuç: Hücresel mavi nevusların atipik olup olmadığını belirlemekten
çok, abartılı morfolojik bulgular sergileyebilen ancak proliferatif
aktivitesi düşük olgularda konvansiyonel melanom olasılığını ekarte
etmenin daha önemli olduğunu düşünüyoruz.
|
|
|
|